şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Tacını, tahtını uğruna senin
Bırakıp peşine düşen ben idim
İçerden vefalı çağrına senin
Koşup, engelleri aşan ben idim
Biz asla hor görmedik kimseyi mimleyerek
Önce aynaya baktık kendimizi süzmeye
Biz varlığı güzelle hoşlukla imleyerek
Kabaran nefsimizi koyulduk hep ezmeye
İçimden ağlayarak sığındım ezel Yâr’e,
Gezerken gaflet ile dönüp ardıma baktım.
Gözyaşımla derdimi yolladım özel Yâr’e,
Nimetleri görmedim kendimi boşa yaktım
Nasılsa kimse bir şey anlamaz bizim işten
Diyerek; yola çıkıp düşürdün endişeye
Nasılsa boş kalbinde iz kalmaz bu gidişten
Diyerek; veda ettin umarsızca her şeye
Bana yol yok sevdiğim, hepsi dünden kapalı
Sıkışıp kaldı gönlüm daracık bir sokakta
Işığa hasret kaldım karanlığa sapalı
Fer kalmadı gözümde derman bitti ayakta
Gönülden doğuyor dostluğa güneş
Kadrini bilene dağ gibi yüce
Geçinip gidelim hep kardeş kardeş
Akıbet ölümdür malum netice
Yıldızlar serpilirken semaya birer birer
Sancılanır sensizliğe gebe geceler
Vuslatsız ırmaklar geçer gözlerimden
Yıldızlar şahidimidir, bekledim yıllar yılı.
Ben yolunu gözlerken, söyle neredeydin sen?
Hayatıma tat kattın, gönlümün Anzer balı.
Deli gibi özlerken, söyle neredeydin sen?
Çok ağır konuşmayı ben de bilirim amma
Nefsime çok zor gelir kimseye bir şey demem.
Bir gün yalan da olsa belki gülerim amma
Ağlayanları görüp asla bayram edemem.
Sen, ey gözleri cennet; uçurdun kanat kanat
Mutluluk denizinde tam rotayı buldurdun
Ve çilekeş ömrümde yaşattın bir saltanat
Taht-ı aşka oturtup bu garibi güldürdün