ELMASA DÖNMEZ KÖMÜR

İçimden ağlayarak sığındım ezel Yâr’e,
Gezerken gaflet ile dönüp ardıma baktım.
Gözyaşımla derdimi yolladım özel Yâr’e,
Nimetleri görmedim kendimi boşa yaktım

Bir kuvvetli ışık mı; ışığın demeti mi,
Göze güzel gösterir şu muhteşem doğayı?
Ve güllerin rengi mi ve Rabbin himmeti mi,
Tılsımıyla ışıtır gökte yıldızı, ayı?

Kaynak nedir anlasa, şaşkın, avare şair;
Böyle pervasız olup, gerinir miydi? Hâşâ;
Kendini “yapan sanıp”, şirke batmazdı, sair
Yollara da düşmeden, aklı alırdı başa.

Denizler kâfi gelmez O’nun eserlerini,
Tasavvurda, tasvirde bütün algılarıyla,
Gözden beyne yollayıp, soyut seferlerini,
Beşer asla anlamaz çürük bulgularıyla.

Çığlık çığlık martılar dans ederken yunuslar,
Yaratanın izine bakarak geçer ömür.
Bir zerrenin içine sığarken okyanuslar,
Bin yıl beklese yerde elmasa dönmez kömür.

NİLÜFER SARP________OCAK.2012
www.kafiye.net