İNSAN DAĞLARI DEVİRİR

İnsan isterse, gerçekten, ısrarla isterse dağları devirir. Herhangi bir isteği, gerçekleşmemişse bir insanın, onu yeterince istemediğinden, neyi, nasıl istemesi gerektiğini bilmediğinden ya da isteği uğrunda çaba sarf etmediğindendir.
**
Allah, İnsan suresi 30. Ayetinde mealen “Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” buyuruyor. Eğer insan bir şeyi istiyor ve diliyorsa, zaten Allah onun dilemesine müsaade etmiş ve duaya icabet edeceğini de açıkça bildirmiştir. Bu durumda kimsenin kadere sığınma lüksü olamayacağı gibi, nasıl istediğimiz ve ya isteyeceğimiz bu doğrultuda daha da önem arz etmektedir.
**
İsteklerin önceliği, ivecenliği belirlenip, gerekli planlar yapılıp, organize edip çalışmaya başlamak gerek evvela. Çalıştım çalıştım olmadı, istedim istedim olmadı diyip vazgeçmek baştan kaybetmektir. Peygamberimiz, “duada ısrarcı olunuz” buyurmuştur. İnsan isteklerini dua ile Allah’tan diledikten sonra, oturup beklemeyecek. Çalışmaya devam edecek ki duada da, istemede de ısrarımız, sebatımız, azmimiz bizi sonuca erdirsin.
**
Fatih Terim’in güzel bir sözü vardır: “ yenildiğin zaman değil, vazgeçtiğin zaman kaybedersin”. Bu söz hakikatin ta kendisidir. Liderimiz, Mustafa Kemal Atatürk, eğer vazgeçmiş olsaydı, ne ben bu yazıyı yazabilirdim şimdi, ne de siz okuyabilirdiniz. Kim bilir, hangi milletin egemenliğinde dağılmış, yok olmuştuk. “Paramız yok, silahımız yok, ordumuz yok, her yer işgal altında” gibi kuvvetli mazeretlere bile sığınmayan bir liderimiz varken, hiç mi örnek almayız onu.
**
“Bismillah” diyip başladı mı insan çalışmaya, hangi iş kurtulur elinden, hangi hedef uzak kalır? Başlamak bitirmenin yarısıdır, diğer yarısı ise çalışmak, sebat etmek ve tevekkül etmektir.“Üç günlük dünya, ne uğraşacağım” diyip geçmek mi, kaliteli bir yaşamla ömür sürmek mi? İnsan önce buna karar vermeli. Verdiği karar yaşamını kalitelileştirmekse şayet, bu kalitenin, gökten zembille inmeyeceğini de bilmeli.
**
İsteği her ne ise, ona ulaşmak adına gereken gayreti, çalışmayı, özveriyi gösterdikten sonra tevekkül etmeli. Kuran’da, “Çalışanların ücreti ne güzeldir. Onlar ki sabrederler ve Rablerine tevekkül ederler.” buyrulmaktadır (Ankebut 29/58-59). Çalışanın ücreti olur da, bir amaç uğruna, bir dileğin gerçekleşmesi yolunda, kaliteli bir hayat için verilen emeğin ücreti –mükâfatı- olmaz mı? Elbette ki olacaktır. Kimi bir ses hızıyla, kimi bir menderes edasıyla ama illaki sonuca varacaktır.
**
İnsan, istekleri sınırsız olan sosyal bir varlıktır. Her isteğini hemen her an kavuşmayı dileyenler, kusura bakmasınlar ama hayal görüyorlar. Zira zirveye adım adım, gök delene basamak basamak çıkılır. Kimi asansör kullansa da o kapı, illaki her kata uğrayacaktır. Bir de bu adımları atmadan, uçarak zirveye ulaşanlar var ya, işte onların, zirveyi mekân edinemedikleri de gün gibi aşikâr bir gerçektir.
**
O halde insan, duasına, azmini, çalışmasını, gayretini ve sabrını ekler sonra tevekkül ederek devam ederse, işte o vakit dağları devirebilecek gücün sahibi olur.  İste, çalış, tevekkül et. İste, çalış, tevekkül et. İste, çalış, tevekkül et. Ne zaman sonuca ulaşıp muradına erdin, işte o zaman da şükür et.

Elvan USUL
www.kafiye.net