Tan Yeri Kızarmadan

Hasretin kızılıyla yüreğimden yanarken
Lacivert gecelerde düşlerimde gezersin
Seher vakti bülbülüm gül dalına konarken
Ruhumu esir alıp mengenede ezersin

Ey biçare bülbülüm neden ağlarsın böyle
İki yeşi göz için yanmak değer mi söyle
Boş ver sakın aldırma ah çekip durma öyle
Niye böyle kendini heba edip üzersin

Çıkmazsa yüreğinden umut yükle sırtına
Git Anka’nın peşinden kaf dağının ardına
Değişme tozpembeyi pırlantaya altına
Doğmalısın külünden ateşlerden bizarsın

Ben çileli bülbülüm sense vefasız bir gül
Mor dağlara anlattım lal oldu sonunda dil
Hem aşkımı hem beni artık taş kalbinden sil
Yoksa hep vicdanından bu azabı süzersin

Nilüfer belki bir gün al gülleri derecek
Mutluluk böceğine  kozasını örecek
Elvan elvan kırlarda muradına erecek
Varsın tan kızarmadan umutları kızarsın

NİLÜFER SARP________18.EKİM.2010
www.kafiye.net