TUZAK

Mümkün değil düşmemek artık kedere gama;
Sürgün veren dal kurur sararır yeşil yaprak.
Seven her yürek kördür, aşık olan göz âmâ,
El etek çekilirken susar artık dil dudak..

Bir yolcu geldi geçti, hasreti başka yaktı;
Kirpikte asılı yaş çağlayıp sessiz aktı.
Bir yalan bu yüreği şimdi ezgin bıraktı
Kederler dizi dizi, mutluluklar çok ırak..

Güllerle donanmıştı, basılacak her eşik;
Sevdaya köle idi, azat beklerdi aşık.
Gittiği günden beri yüreği delik deşik
Fallarda yalan çıktı, üç vakitlerde firak..

Ulaşmaz yollar şimdi, bütün hepsi bir çıkmaz;
Ne bir gülüş dudakta, ne işve var ne de naz..
Pişmanlık zehir gibi ne denilse gelir az,
Gönül der ki mihneti, kara geceye bırak..

Beş vakit şükrederken sunulan her ihsana;
Bir gün bakarsın hayat, döner karabasana.
Takvimler değişirken, yıllar dost mu insana?
Kış çalmakta kapıyı, odur işte son durak..

Ağlarım gözümde yaş, boğazımda bir düğüm;
Çare yokmuş sevdaya, çözülmez bir kördüğüm..
Uyandım bir sabaha rüya imiş gördüğüm
En büyük aldanışmış, vuslat denilen tuzak..

Gönülde mevsim hazan, solan manolya güldür;
Yanan yürekten kalan artık bir avuç küldür.
Bağrına bassın beni, ölüm zaten ödüldür.
Şehidiyim sevdanın, arzumdur kara toprak!…

ESRA DEREL-SAHAVET SOLAK
www.kafiye.net