35 YAŞ

Sevgili fesleğen, bugün 35 yaşındayım. Bornova’da kış ayazla geçermiş. Buraya taşınınca anladım. Aralık gerçekten kış ayıymış…

35 yaşındayım. Neler geçti başımdan bir bilsen…öyle çok şey kaybettim ki, öyle çok sevdim, sevildim; sevdim ki nasıl bahsedeyim bilmiyorum. Artık annemi her gün görmüyorum. Artık kavga da yok. Babam eskisi gibi üzemiyor artık beni. Artık farklı bir ailenin üyesiyim. İnan bu düşünce içime hiçbir his vermiyor. Ama yeni ailemle kurduğum düzen dünyalara bedel. Aileme gelirsek Mimozam… Onu tanıdığım günden beri gözlerinde, sesindeydi evim. Şimdi bu mecazlara gerek yok. Hani demişti ya: “ Bu böyle nereye kadar gider bilmiyorum ama yolumuz ayrılsın istemiyorum.” Onca şeye rağmen yol bitmedi. Demek ki buraya kadar gelirmiş. Kendimizi pas geçmemek lazım. Küçük tüylü bebeğim…

35 yaşındayım. Yılar sonra sonunda edebiyat işim oldu. Hâlâ şiirlere aşığım, yazarların hayatı hâlâ acınası ve gizemli. Şiirlerin hâlâ üstü örtülü ve şairlerin aşkı hâlâ tarif bekliyor. Bu yüzden hâlâ şiir… Salonda küçük ünitenin karşısındaki gri ikili koltuğun üzerinde duran raflar bu yüzden sadece şiir kitaplarım var. Tabloların tamamı deniz, ben, Mimozam, daha çok deniz… Bir de büyükçe yazılmış “İstanbul İçin” şiiri. Tabi yanında diğerleriyle birlikte. Sokağım Arnavut kaldırımlı, çarşının tam içinde. Kıyamet kopsa bile hep neşe, gülüşme olan bir sokak. Tarih kokan insanlarıyla tamamen tezat içinde olan bir sokak. Tezatın ise en güzel örneği. Birkaç cadde sonrası deniz hemen karşıda. Mutfaktan görünüyor; martılar, vapurlar… 8 mayısta Mimozamı denizle birlikte gördüğüm ilk gün gelir hatırıma her sabah onu camekan Fransız balkonun önünde görünce. Her gün bu manzarayı görüyor olmanın haklı mutluluğunu duyuyorum. Evde hiç susmayan bir radyo var. Sabah akşam bizim için şarkı söyler. Kimi yenilerin saçmalık vızıltıları kimi de Erkin Koray “Ezginin Günlüğü, Kalben” bir şarkı çıkageliyor 15’ lik  Tubik oluyorum. Açık, şair, ağlarken  bile gözleri gülen bazen de sadece dinlemeye çalışan Tubik. Bir şarkıyla oluyor hepsi. Sadece bir şarkı, biraz melodi, birkaç söz.

35 yaşındayım. Yetişkin bir çocuğum artık. Evet hâlâ çocuk. Hâlâ ağlarım, susmam saatlerce. Hâlâ yemek yemem. Erken de uyumam. Şimdi karışan da yok. Vay halime.

Bugün ömrümün ilk ve son 35 indeyim. Yüzümdeki kırışıklıklar, sarkmaya başlayan göz altlarım benden hiçbir şey olamaz. Kendimi her koşulda sevebilirim. Akıp giden zaman bana pişman olacağım hiçbir ders veremez. Yaşadığım hayatta beni üzebilecek hiçbir şey yok. Olsa bile ben yine hallederim.

Tuğba Aras / 17 aralık2022 / cumartesi / Karabağlar
www.kafiye.net