Duy Sesimi!



Gök gürültüsü gibi gürleyen,

Yıldırımlardan daha acı çakan,

Bulutları karıştırıp dolu yağdıran,

Güneşin yakıcılığından daha yakıcı,

Betonun sert yüzeyinden daha sert,

Yeri geldiğinde toprak gibi yumuşak,

Demirin sertliğinden daha sert,

Pamuk gibi saf ve yumuşak,

Suyun akıcılığında sakin akan,

Kollarına doğru koşan duy sesimi!



Gecenin aydınlığında yol gösteren,

Yıldızlar gibi yön bildiren,

Haykırınca sadece sana yönelen,

Görünmezlikler içerisinde sana gelen,

Gece yansıyan yakamozun hışırtısında,

Bülbülün dertli dertli seslenişinden,

Kanaryanın şakıyan gür sesinden,

Camın şeffaflığında görüntümü getiren

Tüm güzellikleri senin için dualarla isteyen,

Sana doğru koşan duy sesimi!



Yine mi geç kaldım ben bu yaşamda,

Sen mi erken çıktın bu fani dünyadan!

Engeller mi geldi önüne yollarda,

Kıskananlar mı girdi şimdi koluna!

Mutluluk oyunu mu zor geldi sana,

Bir yudum mutluluk mu çok geldi sana!

Sesimin titremesi seni çok mu yordu yaşamda!

Senin sevgin ile yanan bu ses gelmedi mi sana!

Son bir defa sesleniyorken bu sensiz obada!

Yokluklara gitmek üzere olan duy sesimi!



03.07.2022 / pazar – Karabağlar

Hüseyin Durmuş

Emekli edebiyat öğretmeni

Şair yazar

www.kafiye.net