SÖZ KIRIKLARI

Mutlu olduğumuzu sandığımız saniyeler
İncecik bir kum olup kayar gider ellerimizden
Keskin söz kırıkları dökülür dilden
Yar değil can kovulur yürekten

Öfke midir hayal kırıklığı mı bölüşülen
İçimizde büyüttüğümüz düşler mi sevgimizi kemiren
Aşk değil miydi yoksa elinde sancak yüreğimize dikilen
Öyle bir gün ki gözler köşe bucak kaçar birbirinden

Uzattığım zeytin dalında umut asılıydı oysa
Karanlıklar uyuturken gençliğimi derin uykuda
Bir düş gelimi uğramıştım cennet kokan avuçlarına
Bir yudum huzur dilenmiştim kapında

Olsaydı elinde sererdin önüme/ kucak dolusu huzuru sere serpe
Oysa ağır bir yüktü omuzunda ağlayan geçmişin
Merhametin tutuklu geçmişinde
Düş kırıklıklarınsa hep tetikte
Bırakmadılar bir türlü bırakmadılar ki bizi bize

Mutluluk bir yanıp bir kaybolan yıldız belki de
Tam bulduğun anda kaybettiğin
Dilinin ucunda üç ahenkli hece
Koca samanlıkta küçük bir iğne
Evirip çevirip çözemediğimiz sonsuz bilmece

///Silindi buğulu cama çizdiğim adın
Hayaller kaldı ateşli sayıklamalarda yarım
Oysa ben umutsuzca dallarına savrulan
Kimsesiz kuru bir yapraktım…///

Gülşen EKER
www.kafiye.net