Merhaba Sevgili Dostlarım


Sevgili dostlar, bugün bayramın birinci günü. Erkenden kalktım, bayram için hazırlık yaptım. Corona19 nedeniyle eve ziyaretçi de gelmeyecek . Ben evi, ev de beni beklemeye devam edecek.


Biraz hüzünlendim. Ev sessizliğinden dolayı dersem şaşırmayın. Asıl hüzünlenmek ise İstanbul’da yaşayan iki torunum var. Doğdukları günden bu yana onları görmek, kucaklamak öpmek, nefeslerini duymak, dedecim seslenislerini duyamamamdır. İnşallah bir gün o da olur dostlarım.


Dostlar, balkona çıktım, kahvaltı için masaya sabah kahvaltısı hazırlıklarına başladım. Bu gün kendime krallara layık bir sofra hazırlamaya kalktım. Domates,salatalık, sivri acı biber, sucuklu yumurta, peynir, zeytin, kayısı reçeli ve çay. Doğrusu masanın üzeri çok güzel görünüyordu ki davetsiz bir misafirim geldi ve üzerimdeki çatıya kondu.

Evet dostlarım, şimdi bunda ne var diyeceksiniz? Vallahi bana göre o kadar önemli ki, kısaca anlatayım. Yalnız size baştan söyleyeyim. Tam kahvaltı için oturmaya kalktığım çatıya konan karga var ya, balkonuma bana bayram hediyesi olarak etleri sıyrılmış bir tavuk bacağı bıraktı. Tekrar gelir alır diye baktım. Balkonun demirine kondu bir bana baktı, bir kemiğe. Gak gak, bu senin, Sana bayram hediyem olsun dedi ve uçup gitti. Bu bana çok ilginç geldi. Dondurucuda tavuk göğsü, tavuk bacağı, tavuk incik, kuzu kuşbaşı, Tire köfte var. Yani ihtiyacım yok, fakat bu hediye kemik beni düşünceye sevk etti. Arasıra balkonumda veya üstümdeki açık olan çatıya ceviz atar sonra onlarıda bana bırakıp gidiyordu. Kısacası bana sürpriz hediyeler bırakıyor.


Evet dostlarım. Bu karga bayramın birinci günü hemde sabah kahvaltısında benim yalnız olduğumu düşünerek böyle bir hediyeyi bana bıraktı. Ona teşekkür ederim. Hediyenin iyisi kötüsü olmaz, önemli olan; azıcık maldan, fazlası candan olması. İyi niyet her şeyden önce gelir. Bayramda dostlarımıza, eşimize, çocuklarımıza, büyüklerimize hediye almaz mıyız? Gerçi bu hediyemeselesi Aile içerisinde bazen sorun olur. Senin ailene, benim aileme hediye! Ilkonce benim aileme, sonra senin ailene bayramlaşmaya gideceğiz kavgaları bazen yuvalarin yıkılmasına neden olmuyor mu? Senin ailen şunu dedi, bunu dedi. Benim ailem bizleri kucaklarken senin ailen bizi kucaklamıyor diye kavgalar çok duydum. Bayram günü bayramlaşmaya gidip aileler arasında yemek saatinde bir şekilde fitneye kavga başlatılır, evin erkeği çoluk çocuk toplayıp ter ederler büyükleri de ağlatarak eve dönerler. Bunlara da şahit olduk bu dünyada.


Hep senin, benim kavgası. Senin maaşın, benim. maaşım kavgası bir çok yuvayı yıkar. Halbuki ben yeri biz desek inanın akan sular duracaktır. Güzel bir bayram güzelliklerle, güzel hediyelerle, sıcak sevgi, muhabbet, huzur ile bir bayram geçecektir öyle değil mi dostlar!


Evet sevgili dostlarım, bayram sabahı balkonumda hediye getiren bu karga beni çok değişik duygulara götürdü. Bugünün ortamında aile içerisinde şu karga kadar olamıyorlar ya, beni en çok üzen, düşündüren durum oluyor.

Gelin bu bayram ben, Sen yenilgisini birakarak; bizim, sizin demeye başlayalım. Saygıda, sevgide, doğruluktan, dürüstlükten, dayanışmada bir birimize sımsıkı sarılalım. Üzmeyelim, güldürmeye devam edelim. Ailemizi, dostlarımızı ağlatmayalım. Dostlarımızı ağlatırsak düşmanlarımız kahkahalarla güler, yerlerde tepinirler sevinçlerinden. Düşmanı güldürmeyin dostlarım. Sevdikleriniz gülsün, düşmanlar ise çatır çatır kıskançlıklarından çatlasın.

Sağlıklı, huzurlu, mutlukları paylaşarak güzel bir bayram geçirmenizi diliyorum. Umarım geç kalmayız.


Saygılarımla.



13.05.2021 Perşembe/ Karabağlar


Hüseyin Durmuş

Emekli edebiyat öğretmeni

Şair yazar

www kafiye.net

Bir ağaç ve açık hava görseli olabilir