Bir İçim Su



Güzel bir akşam üstü yürüyüşten dönerken balıkçıya uğradım. İki tane iri, iki tanede Ortaköy kefal balığı aldım. Bir büyük,bir orta bir torbaya iki naylon koyduğum. Amacım bir torbadakileri bugün pişirip, diğer torbadakilerini de dondurucuya koyarak daha sonra pişireceğim.

Yola koyuldum. Eve biraz uzak olduğu için otobüse binmek istedim. Otobüse bindim. Otobüs durakta kalkma saatini bekliyordu. Hareket saati geldiğinde şoför hareket etti. Ayakta kalan yolcularda boş yerlere oturdular.

Benim yanıma bir bayan oturdu. İnanın o kadar güzeldi ki… minyon tipli, saçlar omuzda, kaslar siyah, gözler kahverengi. İnce yapılı ve narindi. Mükemmel bir fizik, parlayan gözler, inci gibi dişler, yanaklarında iki gamze oturmuş hiç gitmiyor. Dedim tam dört dörtlük.kendisi ile tanışmak, sohbet etmek isteği içimi tutuşturuyor, sohbete nasıl başlasam diye yol arıyordum.

Bu genç ve büyüleyici hanım elinde kitap ve dergi vardı. Benim de bir elimde balık, diğer elimde dergi ve şiir kitapları vardi. En çok sevindiğim ikimizinde ortak yönü var; kitap ve dergiler. Ben konuşmanın, tanışmanın çarelerini ararken çok harika bir ses tonu ile bana doğru konuştu.

– Merhaba efendim, nasılsınız?

– Teşekkür ederim, Çok iyiyim, siz nasılsınız?

– Teşekkür ederim efendim ben de iyiyim. Ben edebiyat öğretmeniyim.

– Çok güzel, ben de emekli edebiyat öğretmeni şair ve yazar. Bir zamanlar bir dergi çıkardım, üç sayı sonra devamını getiremedim.

– Çok güzel. Ben şimdilik okuyucuyum. Henüz yazmaya başlayamadım. Bir gün belki karalamalar yapmaya başlayabilirim.

– Yaşınız genç görünüyor, başlama imkanınız mutlaka olur.

– Evet, meslekte daha onuncu yılımı dolduracağım. İnşallah okumayı, yazmaya da çeviririm. Sizin yaşınız?

– Ben 66 yaşındayım. Şiir, öykü, makale, tiyatro, deneme, sohbet, masal, fıkra üzerinde yazım çalışmalarım var. Bir de internet üzerinde web sayfam var. Dostların yazılarını da yayına vererek onları da okuyucuyla buluşturuyorum. İnşallah sizde sayfamızın okuyucusu olursunuz.

– Adresi verirseniz takipçiniz olurum.

– Seve seve , www.kafiye.net

– Mutlaka sayfanızın müdavimi olacağım.

Sohbet koyulaştıkça koyulaştı. Öğrencilerle olan sorunlar, velilerle olan sorunlar ve çözümleri üzerine konuşmaya devam ediyoruz. Daha sonra eğitim sorunları derken güncel sorunlar geldik. O kadar sorun yumağı vardı ki, hangisinden başlayacağımıza karar veremedik.

Konuştukça, konuşuyor, ben sadece arada konuşuyordum. Öyle güzel, öyle akıcı, hani insanı konuşurken mest etme denilir ya aynen öyle konuşuyor ve ben sadece bu sohbetin, bu konuşmanın bitmesini istemiyordum. İnsanı rahatlatan bu ses, ayni zamanda dinlendiriyor, hatta güzel duygular yaşatıyor.

– Siz fazla konuşmuyorsunuz, sanki devamlı ben konuşuyorum. Aslında sizin daha çok konuşmanızı isterim. Sizin deneyim ve tecrübelerinizden yararlanmak isterim.

– Siz güzel konulara değiniyorsunuz. Ayrıca konuşmanızı da bölmek istemedim. Bir şey daha var ki sizin tecrübelerinizden istifade ediyorum. Hani yaşça ve hizmetin verdiği yıllar içerisinde yetişmiş ve bilgi konusunda duyduğumu sanmak mümkün değil. Siz kendinizi öğretmenlik, eğitim, dile hakimiyet konularında çok güzel yetiştirmizsiniz.

– Çok teşekkür ediyorum. Bu güzel değerlendirmeniz konusunda.

– Bana sordunuz, siz niye konuşmuyorsunuz diye. Edebiyatçılar çok konuşur ve sözcükleri de seçerek konuşurlar. Yeniliğe, araştırmaya, incelemeye çok onem verir ve konuşurken de bu üç özelliği kullanır. Kelimelere, cümlelere, duygulara, benzetmelere, karakterleri öyle güzel konusur ki; hepsini bir arada yoğurarak yapmış oldukları bu hamuru fırına verirken sanki dans ettirirler. Ben uzun zamandır yazmaya çalışıyorum. Yazıyı insanları kırıcı olarak değil insanları yapıcı yönde ve olumlu olarak eleştirmek, onur kırıcı olmamak olması zorunludur.

– Çok haklısınız. İnsanlarımızın çoğu ben duygusu ile hareket ediyor. Keşke biz duygusu ile hareket edebilsek. Bu arada sevgili hocam balık ziyafeti var aksama. Eşiniz bu konuda becerikli balıkların güzellerini almışsınız. Yalnız bazı erkekler balık yerken rakı olmazsa balık mındar olur diyorlar. Alkol sağlığa zararlı bunu da belirtmek isterim. Bir şey daha bu tür yaklaşıma da karşıyım.

– Çok haklısın. Ben sigara kullanmam.sigara üzerine:” Sigarayı eline alıp kendini kötürüm edeceğine, kimsesiz kalacağına kalemi eline al ki herkes seni dinlesin .” diyorum. Bu arada henüz alkolün her çeşidine karşıyım. Hem inancım, hem yıllar önce bir olay nedeniyle alkolden kalabilirim kadar kaçtım. Ben bekarım ve yalnız yaşıyorum. Bu balıkları fırında güzelce halledeceğim.

– Üzüldüm. Bu kadar düşünceli birinin yalniz olması uzdu beni. Az önce bir olaydan bahsetmiştiniz. Onu anlatabilir misiniz?

– 12 yaşlarindaydim. Temmuz ayının son haftası. Yaşadığım köyde düğün vardı. Gece olmuş koyun gençleri davul zurna eşliğinde oynuyor, halay çekiyorlar. Bu arada köyde elektrik yok, gaz yağıyla çalışan lüks vardı. Lüks yanıyor ama ayın 14 dü olduğu için ortalık gündüz gibiydi. Köyün gençlerinden biri oyunun hızlı doneminde:” Heyttttt, davulcu daha hızlı vur. Gök yüzündeki şu lüksü söndürün. Beni kızdırmayın tamam mı? ” diyerek bıçağı sağa sola savurdu. Alkolden zil zurna sarhoş olan koyun gencini zor durdular. Ben de bu olaydan etkilendim. Kesinlikle yaşam boyu ; kötülüklerin anası olan alkole hala başlamadım.

– Çok ilginç bir hikaye. Yaşamda her zaman çok değişik durumlarla karşılaşa biliyoruz.

Ben bu güzel hanımı dinlemeye daldım yine. Kendisini alanında yetiştirmiş bir ogretmenle karşılaşmak son zamanlarda çok güzel oldu. Yolculuğumuz hızla tıkanıyor. Arabadan inme zamanım gelmiş ve kendisi ile tanıştığıma memnun oldum diyerek izin istedim. Ne büyük tesadüf ki, benim indiğim durakta o da indi. Beni çok etkileyen bu bayan ile biraz daha beraberliğimiz olacaktı. Sevincimi belli etmeden ben önde, o arkamdan arabadan indik. Sohbetinden ve konuşmalarından etkilendiğim bu hanımdan adını tekrar sorarak öğrenmek istedim. Telefon numarasını kibarca istedim. Ancak vermek istemedi. Ben sizi arar bulurum dedi.

Sonunda güzel dilek ve temennilerle ayrıldık. O bir sokağa doğru, ben de kendi evimin yoluna doğru yürüdük. Bir ara son bir defa görebilmek amacıyla baktım. Ona tekrar son bir defa bir söz söylemek istedim. Gülen gözlerle ardından bakarken telefonumun alarmı çalıyordu. Uyanmak istemediğim bu rüyadan sahur için uyanıverdim. Hepimize hayırlı sahurlar, hayırlı iftarlar diliyorum.

Saygılarımla.



04.05.2021 Salı/ Karabağlar

Hüseyin Durmuş

Emekli edebiyat öğretmeni

Şair yazar

www.kafiye.net


Bir çiçek görseli olabilir