Kırkikindiler ve İzmir



Kırkikindiler Anadolu insanının ad koyma konusundaki en önemli başarılarından biri… Şiirsel, şiirsel olduğu için de onlarca, yüzlerce anlamı işaret eden bir ad… Kırkları seven, insanı kamilden, bilge ve olgun insandan yana tavır sergileyen eskiler ilkyazın ılık yağmurlarına bu adı uygun bulmuşlar.


Kırkikindiler bizim oraların yağmurlarıdır ve genellikle ikindi vakti başlasalar da zamanlarını kollarlar. Doğma büyüme bir İzmirli olarak bana soracak olursanız kırkikindiler en çok İzmir’e yakışır.


Sahi adı gibi bilge bu yağmurlar pek de uslu yağarlar. Bazen duru, bazen de tozlu topraklıdır damlaları. Bu sene gece saatlerinde biz uyurken mırıl mırıl bir kedi sakinliğinde yağışları. Evimizin önüne park eden arabalar sabahları çamurluydu birkaç gündür. Bugün baktım tertemiz ve ıslaklar. Arka bahçemizdeki birkaç çiçek, iki gülfidanımız ve limon ağacımız da öyle!


Çocukluğumda İzmir yağmur demekti. Bugünlerde ise küresel kuraklıktan o da nasibini aldı. Yine de zaman zaman hem toprağımızı hem de kalplerimizi şenlendirmekte…


Yoksul bir aile olmadığımız halde ilkokul ve lise yıllarımda bana ait bir şemsiyem olmadı. Almadılar mı, ben mi istemedim bilmem. Babaannem sağken şeffaf naylondan yağmurluklar yapardı bizim için. Ortaokula başladığım sene seksen ihtilali oldu ve babaannem köyümüzde, büyük amcamın kapısı çıngıraklı toprak evinde vefat etti. Ortaokul ve lisedeyken saçaklardan saçaklardan okula giderdim. Gidişte ıslanmamaya çalışır, dönüşte bunun için özel çaba harcamazdım. İlk çocukluğumda yani okul öncesi dönemde semtimizin yumuşacık toprağını çamura döndüren yağmur sularının içinde oynardım. Gökkuşağının bazen peşinde koşar, bazen de ondan kaçardım. İzmir bol gökkuşaklı bir kenttir, bütün yağmurlu kentler gibi…

Hatice Eğilmez Kaya
www.kafiye.net