DOĞMAK ÖVGÜDÜR

9 bölüm 9

Adam doğduğu günden beri kendi atlarının peşinden koşar. Ama, hayatın zalimliği bazen bu hayallerin en büyüğünü mezara gömer, yarıda bırakır.

Gökyüzünün en büyük hayali, yıllardır binlerce tribülasyonla büyüyerek büyüyen Kamran ‘ la evlenmek ve sevgi dolu ailesini yoluyla büyütmekti.

Ama ne yazık ki dilekleri de ′′ ölü dilekleri ′′ listesinde yer aldı. Tüm hayallerini Âminle mezara gömdü, hasretle kavuşacağı günü bekliyordu.

Lala her gün gökyüzünü ziyaret etse de düzenli olarak onunla kalamazdı.

Samba hala Kamran ‘ ı suçlamıyor, hak veriyordu.

– Bebeğim ne yapsın, onun da kendi hayalleri var.

Belki de mutluluğu bu rüyalarda gerçekleşiyor.

Sadece mutlu olmak için diyerek kendini avutuyordu sanki.

Günler geçerken Kamran yaptıklarından pişman olup babalık sözlerini haklı çıkarıyordu. Geri dönmek için küçük bir bahane bulamadı, ama bilmiyordu.

Ne Lala ne de Ameen telefonlarına cevap vermedi. Ve gökyüzünü aramaya gelmedi. Hatırladığım kadarıyla gözleri topal, vicdanı sızlıyor, sayıları ellerinde tükeniyordu.

′′ Yerli ′′ çocuktan muzdarip olan Kamran ‘ ın genetik annesini yerli olarak göremediği üç ay oldu bile. Gökyüzünün şakaları, Ami ‘ nin nezaketi ve en önemlisi doğduğu evi özlemiş. Bir gün kendini toparlamaya ve gökyüzünü aramaya karar verdi ve kendi kendine dedi. Arayacağım. Hakkımda konuşsun, yüzüme tükürsün bunları hak ediyorum. Beni affetsin ve beni doğduğu kollara alsın.

Telefon çaldı. Gökyüzü o kadar depresyondaydı ki ayağa kalkıp masadan kaldıramadı. Lala ‘ yı mutfakta yemek pişirmeyi çağırdı. Lala hatun gel telefona bak aniden kamran kimmiş Lale mutfaktan geldi ve telefonu açtı. Evet Kamran ‘ dı. Gökten zengin kamrandan saklanmak istedi ama vicdanı izin vermedi.

– Kamran annesi.

– Ne ayaksın kızım aç. Ama hastalığımı bilmesine izin verme haaa onlar üzgün çocuk.

Lale kafamı sallıyor ve telefonu tekrar masaya koyuyor. Arama bitti. Rahibe Sama tekrar ararsa, cevap vereceğim. Şu anda ev telefonu aradı.

Bak şimdi ev telefonu çalıyor. Çocuğum hasta diyerek gökyüzünün kalbi zayıf vurulmaya başlandı.

Lale desteğini aldı.

Patates. Günün sonu.

-Aloo kimsiniz?

Şu anda Kamran ‘ ın sesini duydu.

– Lala bu sen misin? Bu sesi çok özledim.

Kamran ‘ın sesi Lala’ nın kalbini mutlu etti ama makama vermemeye çalıştı.

– Sesimi duymak için mi aradın? Öfkeyle cevap verdi.

– Hayır Lalam hepinizi özledim. Senin için babam için annem için

Ne sen bana cevap ver nede babama. Annemi aramaya da yüzüm yok.

Babam nerede, Lala? Lütfen ona desteği verin. Bırak konuşayım belki affedip gelirim

– Lala ‘ nın gözyaşları ile dolu. Kelimeler boğazına düğümlendi, ne diyeceğimi bilemedim.

Kamran, baban seni dinleyemez.

– Lalam neden neden? Onlarla konuşup beni affetmeni istiyorum.

– Annen çok hasta. Telefona gelemeyecek kadar hasta. Gelmezsen birdaha göremezsin lala desteğini astı

– Alo…. Alo…

Telefondan ses yok. Kamran yerinde dondu. Elleri, kalpleri, dizleri o kadar büyüleyiciydi ki ayaklarının altında yer titriyordu. Bir an evinden kopup eve koştu. Tarana onu odaya koşarken gördü ve ardından onu aradı.

Kamran, nasılsın oğlum?

Kamran ‘ dan ses seda yok. Kamran ‘ın odasına girdiğinde Kamran’ ın toplandığını gördü.

– Nereye gidiyorsun oğlum?

Kamran Tarana ‘ yı eliyle götürdü ve dedi ki. Yerli ebeveynlerimin yanında, yerli evimde.

Senin çocuğun bile olamıyorum.

Tarana çantasını elinden aldı.

– Hayır, sen benim oğlumsun, ben onu bırakmam dedi ve çantayı elinden almaya çalıştı. Ve Kamran ona çantayı verdi ve dedi ki. Ailemin bu çantaya ihtiyacı yok, benim ihtiyacım var. Ben de gidiyorum.

Odadan çıktığında geri geldi ve Tarana ‘ yı döktü ve coşku duygusuyla söyledi.

– Doğmak nedir bilir misin?

– Doğmak aşktır.

Gerçek aşk böyle anılar yaratır. Bunu şimdi fark ettim. Kamil ve çocuklar sese geldi.

Kamil eliyle omzunda dedi.

– Evet oğlum. Doğmak aşktır. Seni seven ve sevgiyle büyüten yakınlarına git. Senin yerin orası.

Kamran neşe çantasını aldı gitti.

Ve yol çocuğu ebeveynlerini nasıl affedeceğini düşünüyordu.

Kamran evlerine ulaştığında kapıda ambulans gördü. Elindeki çantayı attı ve ′′ anne ′′ dedi ve yürüdü. Lala kapıyı açtı. Mavi gözleri döküldü. Ve doktor şu:

Kamran evden çıktığında ′′ başınız sağ olsun ′′ diyerek Kamran uyanmış gibi görünüyor.

Anne.. anne ′′ diyerek gökyüzünün cansız bedenini kucakladı. Gereksiz hayallerinin ailesini yıktığını hissetti.

******

Suramaya, Aminnnn şu birleşik servetlere bak büyükannen ve büyükannen.

Baba, büyükannemin adı da Gökyüzüydü?- ve Samaya Kamran ‘ ın kolu çizildi.

– Evet kızım. Baba adı da Âmin. Görmedikleri en büyük hayalleri sendin. Ama ne yazık ki… bağırmaya başladı.

– Ağlama baba. Büyüyüp baban gibi olacağım.

– Oğlum ol. Babam gibi ol ama benim gibi olma.

– Mezarda ne yazıyor?

– Dünyaya doğmak nedir diye sorma,

Çünkü onun adı büyük aşk.

– Bunu kim yazdı baba? Gökyüzü yine babasına soru sordu.

– Yazdım kızım diyerek saçlarını karıştırdı.

Lala mezarın yanına geldi, iki baş taşını da sallayarak ve gözlerinin yaşlarını silerek sarılı kitabı göğsüne gömdü.

– Annem sensiz hayallerini gerçekleştirdim.

Fati ‘ de torunun dünyaya gözlerini açmasına az kaldı. Rahat uyu güzel anne.

Rahat uyu güzel baba.

Günün sonu.


Metanet Duygulu
www.kafiye.net