DÜŞLER DÜŞERKEN


Sarı bir oğlandı,Küçücük…
Gözleri boncuk boncuk,
Tatlı bir dilek,
Tatlı bir öpücük
Haydi bakalım
Tatlı rüyalar güzel çocuk…
Yapıştım bembeyaz kısrağımın uçuşan yelesine
Yükledim masmavi dünyamı
Akat’ın heybesine
Şahlandım,
Uçtum gizemli
Kaf dağına dörtnala,
Yarıştım,
Kuyruklu uçurtmamı çalan rüzgarla …


Bir de,Bir de düşler ülkesi kurdum kendime
Prensi de benim ülkemin, kölesi de…
Pireler berber iken, develer tellal iken
Mavi bir ip bağladım ay dedenin gökyüzüne
Yaylandım,
Sallandım Kaf dağından Çin’e;
Çin’den Maçin’e
İyilere peri kızını verip, kahraman ilan ettim.
Kötüleri zincire vurup, cadılara havale ettim…
Çıkardım ayağına batan dikeni
Topallayan minicik serçenin
Serçe minik gagasıyla aldı beni
Koydu kucağına masal ninenin…


Okullu oldum, sınıfları doldurdum.
Koca resimli kitaplara yumuldum…
Ve uzandım Yeşil saçlı ağaçların altına serince.
Saklambaç bile oynadım,
Yemyeşil bayırlarda kendimce.
Hatta Minicik ellerim çenemde
Bir de düşler kurdum derince…


Düşler ki:
Uçsuz bucaksız
Düşler ki tertemiz
Düşler ki masmavi bir deniz
Düşler ki bembeyaz
Düşler özgür,
Renkler özgür,
Ben özgür…


Uyudum uyandım,
Uyudum uyandımBir de baktım
Ne göreyim
Yitip gitti tüm düşlerim



Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim
Hiç de usanmadım
Dile kolay
Koca kırk yıl, kırk güz gittim
Oysa, Ne gökten düşen üç elmayı gördüm
Ne de çıkanı kerevetine
Takıldım kaldım işte,
Bir varmış bir yokmuş tekerlemesine


Kalbur saman içinde kalsa da
Masal, masal içinden çıktı
Zaman mı,
Zamansa evvelde kalmadı
Geldi yanı başıma uzandı,
O da yetmedi,
Bir de hin hin sırıttı
Neden sonra,
Çarpıştım zamanla kana kan,
Dişe diş
Yine de
Bir cesur yürek olup sordum
Zaman mı değişti yoksa, nereye bu gidiş?..
Ben mi ters düştüm masalla bu nasıl iş?
Baktım iyiler ceza aldı, kötülerse mükafat
Hatta haksızlık iltifatla kurdu derin bir saltanat
Yeter mi
Yetmedi, bir de şatafat üstüne şatafat
Halbuki tek bir gerçek vardı ortada o da menfaat
Sonra mı,
Sonra ne masal kaldı ortada ne de hakikat
Söyle bana masal nine,
Bizi mi aldattın ocaktan oymağa
Yoksa
Kula kulluk için usul mu öğrettin kuşaktan kuşağa


Ergün BİLGİ
www.kafiye.net