KEDİ KÜÇÜMEN İLE KÖPEK MIZILTI

Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer tellal iken,
Pireler berber iken…
Ben bağda üzüm bekler,
Derede odun yükler iken,
Bir varmış bir yokmuş…

Eski zamanların birinde bir çiftlik varmış. Bu çiftlik Tahir Dede ve Gülperi Ninenin çiftliği imiş. Çitlikte inek, koyun, keçi bir de Küçümen adında sevimli mi sevimli bir kedicik yaşarmış.

Gülperi Nine Küçemen kediyi çok sever, nereye giderse yanında onu da götürürmüş.

Gel zaman git zaman çiftlikteki tüm inekler buzağılamış. Bununla birlikte ineklerin sütü iki katına çıkmış.

Süt sağma işi de Gülperi Nineye ait olduğundan zavallının gecesi gündüzü süt sağmakla geçer olmuş.

Hal böyle olunca da kedisi Küçümenle ilgilenememiş. Küçümen için tek yaptığı, onun yemek kabına yemek doldurmakmış.

Günler günleri kovalamış. Bizim Küçümen Gülperi Ninenin yoğunluğunu anlıyor, ona hiç sitem etmiyormuş.

Zamanla kendine yeni arkadaşlar edinen Küçümen, vaktini sokaklarda oyun oynayarak geçiriyormuş.

Yine böyle bir günde Gülperi Nine eve gelmiş. Bakmış Küçümen evde yok… Sonra direk küçümenin yemek kabının bulunduğu salona gitmiş. O da ne? Bir de ne görsün? Yemek kabı bomboş… Oysa daha bir saat önce yemekle dolu olan kabın yerinde yeller esiyormuş.

Bu durum Gülperi Ninenin hiç hoşuna gitmemiş. Yine de kaba yiyeceklerle doldurmuş. Sonra da ineklerin ahırına inmiş.

 Eve döndüğünde yemek kabının yine boş olduğunu görmüş. Bunun üzerine Tahir Dedeye koşup:

“Bey bey! Bizim kediye bir haller oldu!” Demiş.

Tahir Dede:

“Hayırdır hanım! Bu ne telaş? Ne oldu?” Diye sorunca Gülperi Nine:

“Sabah Küçümenin tabağını yemekle doldurdum. Bir saat sonra geldiğimde tabak boştu. Bunun üzerine tekrar doldurdum. Bir saat sonra yine baktım. Tabak yine boştu.” Demiş.

Gülperi Ninenin telaşına karşılık Tahir Dede:

“Dur hele hanım! Biraz soluklan. Bir çaresine bakarız. Sen şimdi tabağa biraz daha yemek koy. Sonra da “pisi pisi” diyerek onu çağır. Ardında biz öbür odaya gidip saklanalım. Bakalım bizim yaramaz kedimiz ne hatlar karıştıracak!” Demiş.

Bu fikir Gülperi Nine’nin çok hoşuna gitmiş.

Tahir Dedenin söylediklerini bir bir uygulamış.

Düşünüldüğü gibi Kedi Küçümen tabaktaki tüm yiyeceği alıp hızla sokağa çıkmış. Ardından Tahir Dede ve Gülperi Nine de koşmuş.

Kedi Küçümen yol kenarındaki, terk edilmiş samanlığa dalmış. Ağzındaki yiyecekleri yaralı bir köpeğin önüne bırakırken yakalanmış.

Bu gördükleri Tahir Dede ve Gülperi Nineyi çok etkilemiş.

Gülperi Nineyi gören Küçümen bir zıplayışta onun kucağında atlamış.

Tahir Dede yaralı köpeği kucakladığı gibi eve götürmüş. Hemen bir veteriner çağırıp, yaralarını sardırmış.

Günler günleri kovalamış. Bizim yaralı Köpek Mızıltı iyileşmiş.

O günden sonra çiftliğe bir üye daha eklenmiş. Bu da Köpek Mızıltıymış.

Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine…



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net