DALGACI TİLKİ HUMAM

Bir varmış, bir yokmuş.
Zaman zaman içinde,
Kalbur saman içinde.
Deve tellal iken,
Horoz imam iken,
Manda berber iken,
Annem kaşıkta,
Babam beşikte iken…

Bir varmış, bir yokmuş. Zamanın birinde Humam adında bir tilki yaşarmış.

Bu tilki arkadaşlarını canından bezdirmiş. Sebebine gelince:

Humam dalgacı bir tilkiymiş. Önüne gelen hayvana alay eder, onu zor duruma düşürürmüş.

Yine böyle bir günde zebrayla karşılaşmış. Zebrayı görür görmez kahkahalarla gülmeye başlamış.

Zavallı zebra tilkinin bu davranışına karşılık:

“Hayırdır, tilki kardeş! Neden gülüyorsun, öyle alaylı alaylı?” Diye sormuş.

Cevap olarak Humam:

”Nasıl gülmeyeyim? Baksana pijamalarınla sokağa çıkmışsın! Utanmıyor musun bu şekilde bizim karşımıza çıkmaya?” Demiş.

Zebra:

“Utanmak mı? Bu benim her zaman giydiğim kıyafetim. Biz zebralar, hep çizgiliyizdir!” Diye cevap vermiş.

Tilki:

“Ben onu bunu bilmem! Bu giysi bana çok komik göründü!” Demiş ve gülerek zebradan ayrılmış.

Yolda giderken karşısına bir karınca çıkmış. Karıncanın eli kolu yiyeceklerle doluymuş. Bu yiyecekleri güçlükle taşırken, tilkinin kahkahalarını işitmiş. Hemen ona yaklaşıp:

“Çok mu komik? Niye gülüyorsun? Güleceğine bir el atta şunları yuvaya taşıyalım!” Demiş.

Tilki:

“Zavallı karınca! Boyundan büyük yiyecekleri taşıyorsun. Bu da seni çok komik gösteriyor.” Demiş, sonra da gülerek oradan uzaklaşmış.

Gel zaman git zaman Humam’ın kuyruğu bir deliğe kısmış. Çıkartayım derken, kuyruğunu kopartmış.

Bizimki artık kuyruksuz bir tilkiymiş.

Durum böyle olunca da arkadaşlarının karşısına çıkmaya utanmış.

Orman halkı Humam’ı merak etmeye başlamış. Aramışlar, taramışlar.

En sonunda onu saklandığı oyukta bulmuşlar.

Onun kuyruksuz olduğunu gören hayvanlar gülmekten yerlere yatmışlar.

Eee !  Ne demişler? ”Gülme komşuna gelir başınaaa!”

Daldan üç elma düşmüş. Biri sana, biri bana, biri de sizlerin başına…



Hacer Taner Bulut
www.kafiye.net