NEREDESİN İÇİMDEKİ ÇOCUK…?

Uzun zaman oldu hayata bir es verip kalanından devam etmeyeli… Beden yorgun,kafa yorgun… En beteri de ruh yorgun…
Bir zamanlar içimde her şeye rağmen bir çocuk vardı. Küstü sanırım yediği darbelerle hayata. Ya da ne zaman uyanacağını bilemediği sabahları beklemekte uykusunda.

Hayat, senin yediğin lolipop şekerleri gibi tatlı değil çocuk. Arada acı gerçekleri de var. Hayatı öyle o şekerdeki gibi eme eme, sindire sindire yaşayamıyorsun. Bu şekerin gramajı az, bir lokmada ağıza atılan cinsten. Ve çürütüyor insanı aynı dişlerin gibi. Oysa senin gözlerinde keşfedilmemiş cennetlerin yeşili var. Yüreğin henüz çaresizliklerden bihaber.Sözlerinde yalan yok, her halinde masumiyet…

Uyan artık çocuk hadi bak yüzüme. Göreyim gözlerinde cennet yeşilini.
Üşüyen bir yerlerim var içimde. Sanırım ısıtman için bekliyor yüreğini…
çok şey yitirmezsin inan… Uyan ve dokun, dokun ki hissedeyim ellerini…

Her mevsim kendine has esintisiyle geçip gitti yıllar. Yaz oldu, dedim ki “güneş dolacak saçlarıma. Saçlarım güneş gibi, sarısıyla parlayacak…”
oysaki yaz kavurdu acı veren hisleriyle. Sonbahar geldi, ” tabiatın renklerine bürünecek “ dedim, sarardı kaldı rengim ruhsarım… Kış geldi, ümitlerim vardı… Kar gibi beyaz olacak diye bekledim, ayazından üşüdüm, bildiğim tüm grileri peş peşe ekledim… İlkbahar geldi dalında açacak ”mimoza çiçeği” sandım kendimi yine tomurcuğumda sakladım kederimi…

Uyan içimdeki çocuk uyan…! Sen hangi mevsimde kalakaldın.. Saklandığın mevsimden koşarak gelmez misin yanıma… Uyan içimdeki çocuk…! Uyan ki umuda senle bağlanayım. Çünkü kimsem kalmadı senden başka. Eskiden olsa, şen sesinle etrafıma neşe saçardın çocuk.
Eskiden olsa, eteğimi çekiştirip beni kandırırdın çocuk. Uçurtmalarım, misketlerim, sokak aralarındaki yaramazlıklarım, topum, lolipopum, sevinçlerim, düştüğümde kanayan dizlerim… Hepsi hepsi seni çok özledi çocuk.

NEREDESİN ÇOCUK, NERDESİN…?

Mimoza Sarışın
www.kafiye.net