Gençlerin Psikoljik Sorunları ve Sebepleri

İnsan yaşantısının en inişli çıkışlı ancak en güzel dönemidir gençlik .Kimdir genç ?Ne gibi psikolojik sorunlarla mücadele eder , mücadelesinde evebynlere düşen görevler nelerdir ?Ne gibi önlemler alınmalı ,fizyolojik ve psikolojik belirtileri nelerdir:Şimdi psiko- sosyo incelememizde ele alacağımız bu konuya kısaca değinmeye çalışalım.Ülkemizde nüfusun %50 ‘sini kapsayan 15, 25 yaş arası döneme , gençlik dönemi denir.Bu dönemde en çok rastlanılan sorunlar arasında gençlerin ,eroin ,extacy ,bonzai ,esrar gibi madde kullanımın yaygın olduğu görülmüştür.Diğer sorunlar arasında ;içe kapanıklılık ,ani tepkiler verme ya da tam tersi ,intihar eyleminde en az hayatları boyunca bir kez bulunma intihar isteği ,yaşamdan haz alamama ,aşırı cinsel istek dolayısıyla seks bağımlılığı ,hiç bir şeyden zevk alamama ,kendi fiziki görüntüsünden utanma beğenmeme,özenti sonucu fiziki bir takım değişiklikler isteği ,estetik kaygı sebebiyle protez müdahalelere başvurma ,okul ortamından uzaklaşma ,ya da kendini ispat etme isteğiyle derslere aşırı yoğunlaşma lakin toplumsallaşamama vs..Psikolojik zararlarının yanı sıra , bu sorunların fiziki sağlığa da büyük zararlar verdiği bilinmekte izlenmektedir.Örneğin ,ömründe bir kez dahi bonzai kullanan bir gencin en fazla on yıl yaşadığının altını çizerek devam edelim..extacy ,yine en çok kullanılan sentetik uyuşturucular arasında olup kullanan kişinin bağımlı olacağından hareketle kullanımın ilk 10 yılında hayatını kaybedeceği yine bilenen süreçler içerisindedir.Uyuşturucu ve diğer sentetikler için de geçerli olan bu durum göz önüne alındığında; ortalama kullanımın ilk 3 ile 5. yılı arasında ölüm oranlarının oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Esrar kullanımında ise kişinin daha uzun yaşadığının, ancak düzenli kullanıldığında kişilerin bir çok sağlık sorunuyla mücadele ettiği bilinmektedir.Bilinen en önemli sağlık sorunları arasında ise kalp krizi ,organ yetmezliği ,kolon kanseri ,böbrek akciğer kanseri, beyin kanseri, gibi bir çok kanser çeşidinin gözlemlendiği bilinmekle beraber ; hastalığın altında yatan esas sebebin esrar kullanımına bağlı olduğu görülmektedir..Ülkemizde sentetik kullanım yaşının yine 9 yaşına kadar düştüğünden hareketle %66.47 oranında sentetik kullanımının görüldüğü ,bu oranın 25 yaş altı gençlerini kapsadığı ve %36 gibi orana ulaştığı bilinmektedir.Dünya literatürlerinde ise uyuşturucu madde kullanımın 29 milyona ulaştığı anlaşılmaktadır.Extacy hallisinojen türü olan LDS’lerin (zevk verici madde)internet üzerinden rahatlıkla satıldığının ve gençler tarafından en çok kullanılan sentetik türünün olduğunun altını çizerek ,gelişmekte olan, az gelişmiş ülkelerde, extacy kullanımın çok yüksek olduğu görülmektedir.Peki anne babalar bunu nasıl anlar.Ya da anlayabilirler mi?Evet ,çok rahatlıkla çocuğunuzun extacy kullandığını anlayabilirsiniz.Sinir sistemini baskılaması sebebiyle çocuğunuzun vücudunda aşırı su kaybı olacaktır dolayısıyla çocuğunuz aşırı zayıflayacaktır. Kilo kaybı ,şiddetli baş ağrıları ,gözlerde kayma,dişleri sıkma ve sürekli gıcırdatma ,ağız kuruluğu ,dudaklarda ve göz altlarında morarma gibi , sürekli uyku hali uyuma , halüsinasyon görme ,olmayan sesleri duyma ,intihar isteği ve direk eylemde bulunma , kendine bir takım kesicilerle zarar verme vücuttan kan akıtarak kendini tatmin etme isteği haliyle ,kollarında bazı gençler durumu saklayacağından bacaklarında vücudun diğer bölgelerinde özellikle falçata jilet izleri gibi ciddi yara izleri yada direkt olarak yaranın kendisiyle karşılaşabilirsiniz. Eğer kullanan kişinin, bilmediği bir astım hastalığı ya da kalp hastalığı ,ritim bozukluğu kalp kapakçıklarında bozukluk gibi gizli hastalıkları varsa ,ilk kullanımında dahi kişinin hayatını kaybedebileceği de ayrıca belirtilmektedir.Peki gençler neden maddeye başvurur?Maddi sıkıntılar ,istediği yaşam koşullarına sahip olamama , kötü yaşam koşulları ,cinsel istismara maruz kalma ,taciz ,tecavüz ,ya da böyle bir duruma tanık olma ,özenti, aşk acısı çekme ,aile içinde yaşanılan problemler ,şiddete maruz kalma ,sürekli aşağılanma ,kıyaslanma ,sürekli övülme ,mutsuz bir aile ortamı ,baskıcı aile ve çevre gibi sebeplerle gençler uyuşturucuya başvurmaktadır.

Evet bahsini ettiğimiz şekliyle çocuğunuzun sürekli övülmesi de bir tehdittir, çocuğa baskıdır.Çocuk sürekli olarak mükemmeliyetçilik sinyallerinin karşıdan gelmesiyle, istediği duyguları yaşayamamanın, duygularını baskılamanın vermiş olduğu bunalım ve sıkıntıyla da uyuşturucuya başvurabilir. Çünkü ortada psikolog baskı sebebiyle ”bir kere alayım bir kereden bir şey olmaz rahatlarım’!’ düşüncesiyle bu kaosa sürüklenebilmektedir.Bu tip gençler ilk serbest kaldığında ya da aile ortamından uzaklaştığında katıldıkları gruplarda arkadaş baskısıyla kendini ortama kabul ettirmek suretiyle de uyuşturucu tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadır. İlk kullanımı genelde extacy, esrar olmaktadır.İlerleyen süreçlerde , kokain uyuşturucu gibi sentetiklerin tercih edildiği (daha çok hazza ulaşma isteğiyle) kullanıldığı izlenmektedir.

Psikolojik diğer problemler şöyle devam etmektedir. Kendini karşı cinse beğendirme ilgi çekme isteği ,gencin giyim tarzında ani değişikliklere yol açacaktır, vücutta bazı bölgelerde protez kullanımı dolayısıyla cinsel kimlik bunalımlarıyla da bu süreçlerde (kız çocuklarında) karşılaşılmaktadır..Buda 18 yaş altı başlayan cinsel birlikteliklere zemin hazırlarken, 20 yaş üstü gençlerde aileyi red, anlaşılamadığı düşüncesiyle evi terketme, okulu bırakma ve meşru olmayan birliktelikler yaşama sürecini başlatmaktadır..

Ebeveynler ne yapmalı bunların ,önünü nasıl almalı,önlemsel modeller nelerdir? Çocuğunuzda eğer herzamankinin dışında bir takım ilgiler uyanıyorsa ,bahsini ettiğimiz sebeplerden herhangi birini, baskın şekilde gözlemliyorsanız , gece dışarı çıkma ya da eve geç gelme sık sık arkadaşımda ders çalışacağım eve gelemeyeceğim gibi sebepler.

Yine ders başarısının düşmesi, dersleri boşlaması,hedeflerinden ideallerinden yaparım yapacağım ya da gereksiz mazaretlerle vazgeçmesi, ilgilenmediği, daha önceleri saçma bulduğu eğlenceli aktivitelerde bulunma isteği gibi…

Hareketlerinde aşırılık ya da tam tersi ,kendi içine kapanıp sosyal çevreden tamamıyla uzaklaşma gibi sebepler sürekli uyuma isteği odasına kapanma ,çocuğunuzun psikolojik sorunları olduğunun habercisidir.

En büyük tehditlerden birisi yine gencin herzamanki halinden ziyade sürekli odasına kapanması durumudur.Diğer tehditlere şöyle devam edecek olursak gençler arasında yine sıklıkla tercih edilen fiili livata (anal)ilişki ve korunma yollarını bilmemesi sebebiyle hıv vürüsü kapmaları. Mutsuz olmak sebebiyle mutluluk hormonu salgılayan hipofezlerin dolayısıyla bu doyuma ulaşmak isteğiyle sürekli seks isteği,hatta gencin seks bağımlısı haline gelmesi.Yani kiminle olduğunun artık bir önemi olmaması.Bu tip ilişkiler ve korunma yollarını bilmemekle birlikte çocuğunuz bir çok hastalığın da tehdidi altında kalacaktır.Bel soğukluğu ,frengi ,aıds gibi çok ciddi mikrobik ,ölümle sonuçlanan bulaşıcı hastalıklara yakalanma süreci başlamış olacaktır. Sinsi ilerleyen bu hastalığın 8 ,10 yıl hiç belirti vermeden vücuda yerleştiği bilinmektedir. Ülkemizde hıv vürüsünün ,2017 verilerine göre % 57 oranlarına ulaştığı bilinmektedir.Ne yazıkki ülkemizde 20,9 milyon ,hıv vürüsü taşıyan kişinin kayıt altına alındığı bilinmektedir.Hastaların %80’inin 20 ile 49 yaş aralığında oldukları yapılan araştırmalarla sabitlenmiştir. Hastalığın kuluçka evresi ve yayılmasının da 10 yıl gibi bir süreç izlediğini düşünürsek 20 yaşındaki bir kişinin hastalığa 10 ya da12 yaşında yakalandığı anlaşılmaktadır.Matemetiksel olarak biraz daha irdelediğimizde 15 yaşında mikrobu alan bir genç 25 yaşında hastalığa yakalandığını öğrenecektir.20 yaşındaki genç 28 ile 30 yaşları arasında.Bu süreçleri biraz daha açıklığa kavuşturacak olursak her 100 kişiden 57 ‘sinin hıv vürüsü taşıdığından hareketle ortada çok ciddi sorunlar var demektedir.Haliyle durum masum değildir.Tabi hastalık bulaşıcıdır da başka sebeplerle de kişiler bu hastalığa yakalanabilir.Hastaların %78 erkek %21 kadındır.Anal ilişkidir bu hastalığın çıkış sebebi (kişiye yerleşmesindeki sebep).Kişi (erkek cinsel organı)kordona bulaşan mikrobu yine ana rahmine taşıyarak (kadın cinsel organı yoluyla yumurtalığa) hastalığın oluşmasına sebebiyet verir.Aynı şekilde hastalık kordondan ilerleyerek yumurtalıklara ulaşarak kişide (erkeklerde) kuluçka evresinin oluşmasına sebebiyet verecektir.Çok kişilerle yaşanılan cinsel ilişkilerle hastalığın yayılma süreci ilerleyecektir.


Dolayısıyla hıv virsü taşıyan bir kişinin bebeği hıv ‘li doğacaktır. Ülkemizde bi-polar psikolojik bozukluk görülme oranın 2 milyona ulaştığından hareketle durumu bir de şu yönüyle ele alalım.Gençlerin bu hastalığn (bi-polar kişilik bozukluğu )başını çektiğinin de vurgusunu yaparak bi polar görülen gençlerde aynı şekilde seks bağımlılığı görülmekle birlikte hıv vürüsüne yakalanma oranın daha yüksek olduğu izlenmektdir. Peki hıv vürüsünün belirtileri nelerdir ?Çocuğunuzda aşırı kilo kaybı ,kas kaybı ,aşırı terleme ,ishal,lenf bezlerinde büyüme ,farenjit sürekli olarak yüksek ateş,deri dökülmesi gözlemiyorsanız çocuğunuzun hıv vürüsü tehdidi altında olduğunu anlayabilirsiniz.Eğer çocuğunuz bu belirtilerden bir kaçını taşıyorsa en yakın sağlık birimlerine başvurmanız gerekmektedir.Gözlenen durum pozitifse çocuğun tedavi süreci başlatılabilir ve hastalığın ilerlemesi durdurularak çocuğunuzun hayatını kurtarabilirsiniz..

Özetle ülkede 20 milyonu aşan hıv’li kişinin olduğunu düşünürsek tüm bu durumları gözden geçirmekte yara olduğu anlaşılmaktadır. Yine hıv vürüsünün son yıllrada %2 arttığında hareketle gençlerde hıv vürüsünün görülme oranının %38 ulaştığını anlaşılmaktadır.Ve yılda 30.000 kişi hıv’den hayatını kaybetmektedir.Gençler arasında bekaretin bozulmaması bağlamında ilk başlarda tercih edilen ters ilişki zamanla tatminsizlik ve duyguların tahribiyle bir çeşit acı çakma suretiyle daha da tercih edilen ilişki halini almaktadır.Yine çoklu ilişkiler grup tercihleri steril olmayan birliktelikler çocuğunuzun bu hastalığa yakalanma riskini tetiklemekte hızlandırmaktadır.Peki gençler arsında en sık görülen psikolojik bozukluk türü bi-polar nasıl anlaşılır başetme yolları nelerdir?Bunu anlamak mümkün müdür? Bi-polar gençler arasında en sık görülen psikolojik bozukluk türüdür.Bir gençte, en bariz görülen belirti bir anda ,çok mutlu bir anda çok mutsuz olabilmeleri ,ani hareket değişiklikleri ,her şeyden kendilerini sorumlu tutmaları ve mutlak suretle intihar girişiminde bulunmaları,hatta intihar eylemini lik 6 ,7 yaşında dahi gözlemleyebilmeniz ve ilerleyen yaşlarında mutlaka tekrardan intihara başvurması , hatta her şey yoluna girdiğini sandığınız anda size mutluluk rolu oynayacağı bir dönemde bu eylemde bulunacak olması rahatlıkla gözlenilen belirtiler arasındadır. Seks bağımlılığı da bilinen gizli belirtileri arasındadır.

Evet sorunlar görüldüğü üzere çok ciddi.Peki siz ne yapmalısınız?Anne ve babaların çocuklarını bu zararlardan koruması için öncelikle baskıcı tutumdan uzak durmaları ,demokratik anne baba modelini benimsemeleri gerekmektedir.Özellikle, duygusal gençlerin bilinenin aksine ;duyarsız, kendini düşünen ,bencil, hayatı boşlayan gençlere göre,sorumluluk sahibi duygulu bu gençlerin bu durumlara düşme oranın çok daha yüksek olduğunun yapılan araştırmalarla sabitlendiği görülmektedir.Bu gibi durumda çocuğunuzun uzun bir psikolojik tedai sreci içerisine gireceğinizi bilmeniz gerkmektedir. Bir çok teknik terapi ilaç yardımıyla çocuğunuz sağlığına yeniden kavuşabilir. Durum 3 ,5 , 6 yılı dahi bulabilir .Eğer başlangıç durumundaysanız tedavinin ilk 1. yılında tedaviye olumlu cevap alınabildiği görülmektedir.

Öncelikle demokratik anne baba tutumunu öğrenmeniz ve sizinde bu süreçte psikolojik yardım almanız gerekmektedir.Asla çocuğunuzu herhangi bir olumsuzluk durumundan sorumlu tutmamalı suçlayıcı yaklaşmamalısınız.Bu gibi durumda çocuğunuz susacak siz her şeyi kontrol altına aldığınızı düşündüğünüzde sakin görünen çocuğunuzun intihar girişimiyle karşı karşıya kalırsınız.

Benim çocuğum yapmaz , benim çocuğum akıllıdır, gibi bir tutum sergilemek yerine gerektiğinde çocuklarınızla arkadaş olmanız üzüntülerini sevinçlerini ,sevgili tercihlerini ,sırlarını , paylaşmanız gerekmektedir. Benim çocuğum iyidir ,başarılıdır tutumunun, çocuk , genç üzerinde bir beklenti olgusundan hareketle çocuğunuzda bir çeşit baskı olgusunun oluşmaya başladığını asla unutmayınız. Ve baskılanan yaşanılamayan duyguların beklenilmedik bir dönemde genç üzerinde olumsuzluklara yol açacağını biliniz.

Dolayısıyla bir diğer tehdit ise evbeveynlerin çocuğunu diğer çocuklarla kıyaslaması.Çocuğunuzun çok başarılı olmasını dahi övgü konusu yaparak çocuğunuzu akranlarıyla kıyaslamayınız. Bu durum hep mükemmelliyetçilik beklentisinin genç üzerinde zamanla bıkkınlığa ya da bir takım sapkınlıklara yol açacağını unutmayınız.Her zaman çocuğunuzun psikolijik rahatsızlıklarından haberdar olmayacağınızı ilerleyen dönemlerde aşırı ego yapan gencin mutsuz birliktelikler evlilikler yaşayacağını ve iç dünyasında mutsuz olacağını hiç bir zaman aklınızdan çıkartmayınız.Yapacağınız şey çocuğunuza yetişkin gibi davranmanız kararlarında onu desteklemeniz ve hep başarı beklememeniz, başarısızlık durumunda ani tepkiler vererek onu ürkütmemenizdir. Aksi durumda çocuk rol model gereği toparlanmaya girme kaygısıyla iç dünyasında birtakım sorunlarla yapayalnız boğuşacak ve kendisini gizleyecektir.

Özetle ; mutsuz eş, anne baba ,çözüm üretemeyen çalışan hatta mevki sahibi, arkadaş olacaktır.Sonrasında bahsi geçen kaoslardan gencin kurtulması ise oldukça zor olacaktır.Ancak gereken hoşgörü özellikle empati yaklaşımı sergilendiğinde durumun önüne geçilecektir.Şimdi yaşanmış bazı örneklerle devam edelim.. Bir anne baba, üniversitede okuyan çocuğunun dövme yaptırmasına şiddetle tepki verdiğinden genç evi terketmiş sonrasında katıldığı gruplarda madde kullanımına başlamış ve ailenin çabalarına rağmen hayatını kaybetmiş kurtarılamamıştır.

Yine bazı kız çocuklarında görülen vakalarda ; ben seviyorum aşığım ısrarına ailenin verdiği tepki sonrasında çocuk evden kaçmış ve küçük yaşta anne olarak kötü bir beraberlik yaşamaya mahkum olmuş aşırı şiddet sonucunda hayatını kaybetmiştir.

Bir diğer kız çocuğu ,genç ise sürekli, gerek fiziki gerekse psikolojik şiddete maruz kalmış ve dayanamayıp intihar ederek hayatına son vermiştir.. Bir diğer vaka ise gencin seks işçisi olarak beraber olduğu ya da evlendiği kişi tarafından zorla çalıştırıldığı ve hıv vürüsünden 26 yaşında hayatını kaybettiği ve kimden olduğunu bilmediği bir bebeği de ardında bıraktığıdır. Bir başka genç kız ,beraber olduğu kişiden dünyaya getirdiği bebeğiyle ,beraber olduğu cani tarafından (bebeğinin babası )bebeğiyle öldürülmüştür.

Yine tutucu olan bir çok aile benim böyle evladım yok tutumuyla evladını reddederek sonrasında yine en çok üzülen taraf olarak evladının yok olup gittiğine tanık olmuşlardır.Bu gibi durumlarda çocuğunuzu asla yalnız bırakmamanızı ve çocuğunuzdan vazgeçmemeniz gerektiğinin vurgusuyla mutlak suretle psikolojik yardımlarla da durumun kontrol altına alınmanız gerekmektedir.

Ailelerin cinsel sorunlarla nasıl başedilir ? Birde buradan yaklaşalım.Gerekli eğitimin uzmanlar tarafından verilmesi önlemlerin alınması ve gence hayır denilmesinin öğretilmesi yönünde, devletin toplumbilicimleri (psikolog sosyolog sosyal uzman)desteklemesi ve sahada aktif olarak faliyet göstermesi yönünde çalışmaların önünü açması öncülük etmesi gerekmektedir. Özetle, demokratik ortam ;gence , fikirlerine saygı ,onu anlamaya çalışma bir birey olduğunu kabul etme,(evebeyn gibi değil dost tutumuyla arkadaşça hatta karşı cinsten biri gibi tüyolorla) bu sorunların oluşmasında izlenilecek en doğru tutum önlemsel yöntemdir. Demokratk bir evebynin çocuğu durumlardan daha az hasarla kurtulacak ,hayatı sevecek ,akabinde toplumsallaşacak kendine ve çevresine faydalı olacaktır.Sadece okuldaki öğrenimle eğitimin olmadığından hareketle, eğitimin toplumsallaşmak olduğunun altını çizerek ;mutlu yarınlar için ,Türk Gençliği için herkesin üzerine düşen sorumluluğunun bilincine varması dileğiyle!!..sevgilerimle değerli dostlarım…

Sosyolog ,Sosyal Uzman :Filiz Kalkışım Çolak
www.kafiye.net