TÜRK’Ü NE SANDIN?

Git de bir sor tarihe, Türk’ün haklı ününü.
Ya şehidiz ya da gazi; biter mi sandın bizi?
Çılgınız evelallah; kışkırt da gör gününü.
Gaflette yorgan döşek yatar mı sandın bizi?

Çek istediğin kadar haini tarafına;
Kulağımız tıkalı münafık cafcafına.
Haçlının kucağına, Siyonist’in safına
Geçerek imanını satar mı sandın bizi?

Çok duyduk, çok işittik pervasız beyanları,
Kendini Samanyolu farz edip kayanları,
Yanınızdayız deyip anında cayanları.
Kalleşlerin dalında öter mi sandın bizi?

Cennette yemek var mı diye soran sabinin,
Varil bombalarıyla parçalanan bebenin,
Karnından hançerlenen dokuz aylık gebenin
Ahını göz ardına atar mı sandın bizi?

Kızılelma’ya niyet; sefer namazı kılan,
Her ferdi ateş doğar, küffara kılıç çalan.
Yalancı kış güneşi zannetme sakın ulan!
Batılı kavurmadan batar mı sandın bizi?

Bozkurtlarız, şehadet şerbetine susayan.
Umudumuz tükenmez, kalsak da çölde yayan.
Kürşad’ız, kırk yiğitle yılanları budayan.
Davasına ihanet katar mı sandın bizi?

Yumruğunu masaya hele vurmaya görsün,
Çekiçleme sesleri duyulur anda örsün.
Küheylanı cihada bir kez sürmeye görsün;
Yedi düvel bir olsa tutar mı sandın bizi?

Mücella Pakdemir

www.kafiye.net