Meslekteki İlk Deneyimim

Meslek hayatıma atıldığım yıllarda çocuk denecek yaşta idim. Tayinim Yozgat il emrine çıkmıştı. Sene 1962 Yozgat’a babamla gittik. İl sağlık müdürlüğü binasını bulduk. Müdürün yanına çıktık müdür bana kızım seni ilimizin merkez bir köyüne atadık. Yalnız şu köyde oturacak 6 tana de köye bakacaksın dedi. Ayda birer defa o köylere gideceksin. Gebe ve çocukları kontrol edeceksin Aşılarını yapacaksın gereken bilgileri vereceksin dedi.

 

Göreve o gün başlayıp ve ilk maaşımı almanın mutluluğu ile köye geldik. Muhtar iki odalı kerpiçten bir köy evi bana ayarlamış bir kaç parça eşyam ile eve yerleştim. Odanın birisi çalışma odam birisi hem oturma odam hem yatak odam hem mutfağımdı. Ev sahibimde yalnız bir kadındı Aynı evde onunla kalacaktık. Babam o kadına bana annelik yapmasını istedi ve bir gün sonra beni o kadına emanet ederek memlekete döndü.

 

Ben bir gün, beş gün. Bir ay üç ay derken köye yavaş yavaş alışmaya çalışıyordum diğer köylere ve oturduğum köyedeki gebe ve çocukları ziyaretlerini yapıyor. Anne ve çocuk bakımı hakkında bilgiler veriyordum. Hoş bende fazla bir bilgiye sahip değildim ama yinede iyi sayılırdım.

Bu arada üç defa doğuma gitmiştim. Ben hastanede sadece doktorların denetiminde doğum yaptırmıştım. Köyde tek başıma hem de çocuk denecek yaşta bu görev üstlenmek benim için çok zordu. Diğer beş köye köy bekçisi ile gidiyordum. Bekçinin bir eşeği vardı o eşeğe biniyor bende yanında patika yollardan yürüyerek gidip deliyorduk.

 

Köylerin en yakını 5-6-7 kilometre idi ben eşeğe binmesini bilmiyordum başkada bir seçeneğim yoktu. Bu bakmakla yükümlü olduğum köylerde ne araba ne elektirik ne su vardı. Yalnız benim oturduğum köy ilçenin günde bir sefer otobüsün gittiği yolun kenarında idi. Şehre gidip gelirken otobüsle gider gelirdik. Görevime başlayalı beş altı ay filan 4-5 doğum yaptırmıştım ama onlar normal doğumlar olmuştu. Bir gece saat 11-12- sıralarında kapım çalındı. Oturduğum köye 6 Km. olan bir köyden gelmişlerdi.

 

Köyde doğum yapmak üzere olan bir kadının olduğunu söylediler. Nasıl geldiniz dedim yaya geldik nasıl gideceğiz yayan dediler. Çantamı aldım gece olduğu için havada biraz soğuktu çün ki artık sonbahar yaklaşıyordu. Biri kadın ikisi erkek Gece karanlık ellerinde eskiden kalma gazla yanan bir fener vardı. Erkeğin birisi önden gidiyor. Fenerle bize ışık tutarsak önümüzü aydınlatıyor. Bizde arkasından yürüyorduk. Nihayet köye vardık Hastayı muayene ettim birde ne göreyim çocuk makattan geliyor yani ters doğumdu. Bende hiç makadi doğum yaptırmamıştım. Hasta sahiplerine bu doğumun hastanade olması gerektiğini söyledim. Adamlar bana etme eyleme şehre nasıl neyle gideriz diyorlardı ama başka çaremiz yoktu sonra adamlar bir çözüm buldular. Köyde At arabası olan birisi varmış adama gidip rica etmişler adam arabasıyla hastayı şehre götürmeye razı olmuş. At arabasının içine bir yün yatak serildi hastayı yatağa yatırdık kocası hastanın baş ucunda ben ayak ucunda arabacı ön tarafta gecenin saat 0.1.30 unda şehrin yolunu tuttuk şehre 15 km yol gideceğiz birazda ana yola çıkak için yol kat ettik Ana yola cıktık Yozgata doğru yöneldik git Allah git gecenin karanlığında yollar bir türlü bitmiyor. Bu arada kadının ağrıları sıklaştı bir ara el yordamı ile kadını muayene ettim bebeğin poposu gelmiş çıkmak üzere ne yapacağımı şaşırdım daha şehrede çok var. Birde kadının sekiz yıl çocuğu olmamış sekiz yıl sonra anne olacak. Bu arada arabacıya hızlı gitmesini söylüyorum ama sonuçta at arabası ne kadar hızlı gider ki. Bu arada birden şehrin ışıkları görünmeye başladı ama şehre beş km daha vardı her halde

 

Sabah ezanları minarelerden okunuyor. Allah’ım okunan ezanlar yüzü hürmetine Anneye ve bana yardım et çocuk ölmesin Anne kurtulsun ve u benim ilk başarım olsun diye dua ediyordum. Birde baktım çocuğun poposu çıkıyor. Arabayı yolun kenarına çektirdim hava daha aydınlanmadı elimde eldiven filan yok sterile riayet hiç yok kadının bacaklarını son gücümle açtım elimi bir kanca gibi yapıp çocuğun bacaklarını sonrada vücudun tamamını ve kollarını başını çıkarmayı öğrenmiştim. Aşağı yukarı sağa sola derken çocuğun başını da çıkardım. Ezan sesleri bitmişti ki birden çocuğun çığlığı ile kendime geldim. Sanki ben kendimde değildim. Sanki başka bor güç vardı ellerinde O Anda Allah bana öyle bir güç verdi ki Gözüm görmeden el yordamı ile doğumu hem de zor bir doğumu bir kaç dakika içinde yaptırmıştım Kendime geldiğimde öyle mutluydum ki birden Anne geldi aklıma Anneye sordum iyi misin dedim iyiyim dedi oda çocuğun ağladığını duyunca çok mutlu olmuş, acılarını unutmuştu. Baba dersen sevincinden benim kanlı ellerimi öpmeye çalışıyordu.

 

Bu arada ortalık yavas yavaş aydınlanıyordu. Loş bir ışıkta bebeğin göbeğini kesip Anneden ayırdım bebeği bir şeylerle sarıp sarmaladım. Biraz daha aydınladı plesantayı Anneden ayırdım Bu arada güneş doğmak üzereydi. Onlar anne baba olmanın, bende görevimin en zorunu yapmanın mutluluğu içinde köye geri döndük. Bizim köye geldiğimizde saat 10-11 olmuştu güneş iyice yükselmişti. Hastanın evine geldik hastayı yatırdık. Annenin ve Bebeğin durumunu iyice kontrol ettikten sonra hasta sahipleri bana bir iyilik yaparak yaya geldiğim yolu At arabasıyla getirip evime bıraktılar.

 

Bende o gecenin uykusuzluğunu yorgunluğunu unutmuş mesleğimin ne kadar kutsal olduğunu o gün anlamıştım.

 

Mevlüde öncüTemizsoy. Kayseri.
EMEKLİ EBE..

KUTSAL GÖREVİM

 

Ne gecem gündüzüm kışım yazım var.
Ne tartım bellidir çoğu azım var.
Dostlarım dinleyin bir çift sözüm var.
Beni şair yaptı KUTSAL GÖREVİM.

…..

Bir Anne düşünün bebek bekleyen.
Bir bebek düşünün yeni emekleyen.
Bulunmaz bu yerde çile çekmeyen.
Dertlerin devası KUTSAL GÖREVİM.

…….

Başarıya ulaştırdım ben onu.
Yine çözülmedi halkın sorunu.
Ninesi, Anası, Kızı, Torunu.
Sana bel bağladı KUTSAL GÖREVİM.

…..

Çare bulmak için halkın derdine.
İzinli günümde çalıştım gene.
Gün değil ay değil 35. sene
Beni ihya etti KUTSAL GÖREVİM

Dokuz ay bekleyip olacak Ana.
Biçare vatandaş muhtaçtır sana.
Bakma öyle saçlarımın akına.
Beni Heba etti KUTSAL GÖREVİM.

……

Hakkıyla çalıştım müsterih kalbim.
Bir hataya düşüp olmadım nadim
İnsanlığa hizmet etmekti vaadim
Bunu bana verdi KUSAL GÖREVİM.

MEVLÜDE ÖNCÜ TEMİZSOY.
KAYSERİ 1985 te şiir.
www.kafiye.net