MASALLARIMI ÖZLEDİM

Ben masallarımı özledim.Artık kimse masal anlatmıyor bana..Çocukluk anılarımda yaşıyor ve gün geçtikçe unutuyorum..İşte buna çok üzülüyorum.

Birer yıl ara ile kaybettim babanemi ve dedemi.100 yaşını devirmişti her ikiside..Onlar için en acı olan ölene kadar birkaç ay yatalak ve bakıma muhtaç olmaları idi..En çok dedeme ağır geldi bu durum..Evlatları, torunları olarak görevimizdi onlara bakmak.Elimizden geleni de yaptık.Ama dedemle ilgilenirken gözlerindeki yaşları görmek canımızı çok acıtıyordu..Ağır geliyordu ona, bakıma muhtaç olmak.Allaha ilk defa o zaman şöyle dua ettim. “Allahım beni ve ailemi elden ayaktan düşürme, çok yaşatma, sağlıklı yaşat yeter” Ve o tarihten sonra hiç kimseye hapşırdığında çok yaşa demedim. Hep iyi yaşa dedim. Ve kimseninde bana çok yaşa demesine izin vermedim..Çok yaşamanın zorluğunu babanemle dedemde gördüm çünkü.

Çocukluğum onlardan dinlediğim masallarla geçti..En büyük keyfimizdi ablamla yere onların dizleri dibine oturup anlattıklarını dinlemek. Bir varmış bir yokmuş diye başlardı hep masalları..Bazen öyle masallar anlatırlardı ki korkardım. Ama korka korka yinede keyifle dinlerdim.. Ben o masallarımı özlüyorum şimdi..Artık kimse masal anlatmıyor bana…

Bayramlarda babanemle dedemi ziyaret etmeyi çok severdim. Babanem bir mendilin ucuna o zamanın parası ile eski 2,5 lira bağlardı. O düğümü açar mendili katlayıp cebime koyardım. Sonra doğru evlerinin yakınındaki bakkala. 2,5 lira ile bir gazoz alırdım, yanına lolipop şekeri ve birde zambo sakızı..Paranın bereketi mi vardı, yoksa herşey çokmu ucuzdu bilmiyorum..Param artardı, biriktirirdim bende harçlıklarımı.Banka kumbarasında..

Feriköyün arka sokaklarından birindeydi evleri.Giriş katı. Birkaç basamak iner öyle girerdik içerdi.Girmeden önce kapının yanındaki telli camdan içeri bakar onların sevinmelerini görüp neşelenirdik.Saç sobaları vardı babanemlerin, sobanın içinde köz olan kömürleri mangala alırdı. Mangalı ortaya çeker, babama o mangalda kahve pişirirdi bakır cezvede. Biz geleceğiz diye önceden kızarttığı hamurları çıkarırdı. O hamurları keyifle yerken masallar dinlerdik yine onun ağzından..

Ben o masallarımı özlüyorum şimdi..Artık kimse masal anlatmıyor bana…

Belki herşey değişiyor masallar gibi. Teknoloji, yenilikler, kitaplar..Hepsi çok güzel ama, ben yinede o eski masalları özlüyorum.Ve ölene kadar da özlemeye devam edeceğim.

Şule Akar
26.06.2006 Saat: 23.00
www.kafiye.net