ÖYKÜYÜ SESLİ  OLARAK DİNLEMEK İÇİN    BEN KIMIM-Nejla Bilgin-22.05.2016  TIKLAYINIZ

BEN KİMİM?

Dar sokaklardan telaşlı adımlarla geçip meydana çıktı. Etrafına dikkatli bir şekilde baktı. Burası eskiden bildiği bir meydandı lakin şimdi bu meydanın adını ve hangi semtte olduğunu bir türlü çıkaramadı.

Meydana bakan tarihi bir ekmek fırını vardı. Bu fırından kimbilir kaç kez ekmek almıştı. Oysa şimdi hafızasında derin bir boşluk vardı. Meydanın etrafında yüreği korkuyla çarparak yürüdü.

Karşıdan gelen genç adam onu görünce kocaman gülümsedi.

” Babaanne ben sana Kafe’de otur ben seni oradan alacağım demiştim. Neden önüme geldin. Yorulmuşsundur.
Dedi ve kollarını babaannesinin omzuna attı. Babaanne de hafızasında birilerine benzettiği bu genç adamın omzuna kollarını atmasından biraz tedirginlik duydu fakat bunu genç adama belli etmek istemedi. Düzgün giyimli, temiz yüzlü genç adamdan zarar gelmeyeceğini tahmin etti.

Hafızasını zorladı. Bu genç adamda kimdi. Yüzü hiç yabancı gelmiyordu. Sesi çok uzaklardan bir tanıdığa benziyordu. Bu genç adam torunu ise. Ne zaman büyümüştü. Evden ayrıldığında daha emekliyordu. Aradan yıllar geçti ise. Bu yıllarda ne yapmıştı ve nerede yaşamıştı ?? Bu delikanlı onu nasıl tanımıştı ???

Hangi Kafe’den bahsediyordu ?? Bu gün hiç bir yerde oturmamıştı ki ..

Delikanlı ise hiç durmadan anlatıyordu.

“Babaanne bugünkü ameliyatta seninde olman gerekiyordu . Beni görseydin, benle gurur duyardın. Senin asistanlığını yapan Celal hoca çok başarılıydı ve beni de takdir etti. Sana da selam söyledi. Armut dibine düşer . Dedi. Babaanne armut ağacı sen , armut da ben oluyorum.. Kızmadın mı ?? Bu söze kızarsın ya ..
“Kızmadım …

Babannne şimdiki imkanlarla çalışacaktın. Süper olurdu. Celal hoca anlatıyorda siz çok zor koşullarda çalışmışsınız. Babaanne sendeki hafıza bende olsa , ben neler yaparım ..

Hafıza mı ? Bende şu anda hafıza sanki sıfırlandı. Ben nerede çalışmıştım ki ?? Hiç anımsamıyorum. Sanki burnuma eter ve ilaç kokuları geliyor gibi ama. Hatırlamıyordu . Ben değil kızım doktor olacaktı .

Bu genç adam karıştırıyor . Sakın beni kendi babaannesine benzetmiş olmasın.Koltuğunun altındaki küçük çantaya ilk fırsatta bakıp kimliğini öğrenmeyi düşündü.Bu genç adam ile aynı soyadı taşıyor olması gerekiyordu. Lakin ne bu genç adamı , ne de başka birilerini hatırlıyordu … Benim adım soyadım ne idi ?

Bu genç adamın adı ve soyadını hatırlarsam yada kimliğini görürsem belki kendi kim olduğumu da hatırlarım. Bu düşüncelerle beynini zorluyor ve ufacık bir kırıntı hatırlamaya çalışıyordu. Fazla konuşup hata yapmamaya çalışıyor ve dinliyordu. Lakin bu genç adamın anlattıkları sanki başka birisinin yaşamı gibi geliyordu.

Karlı dağlar ve soğuk esen rüzgarları anımsadı. Beyaz bir ata binmiş ve beyaz karların üzerinde atı koşturmuştu. Soğuk rüzgar yüzüne çarpmış ve yanaklarını buz tutmuş gibi hissizleştirmişti. O zamanlar kaç yaşındaydı acaba ??? Düşündü bulamadı. Üzerindeki giysiler çok değişikti. Deri kıyafetleri ve derinin işlemeleri çok farklıydı. Hafızasında en net hatırladığı bu anı idi.

Genç adam siyah bir arabaya yaklaştı ve uzaktan kumanda ile kapıları açtı. Çantasını ve çeketini bagaja koydu. Sol kapıyı açtı ve arka tarafa babaanneyi oturttu. Kemerini bağlamasına yardım etti. Sol ön kapıyı açıp direksiyona oturdu .

Keriman Sultan bu gün sessizsin, bak senin gibi araba kullanacağım. Kapıya iyi yapış, sürat nasıl olur sana göstereceğim. Gerçi sen motorsikleti tercih edersin ama , bu gün bununla idare et..

Yaşlı kadın ; şoför mahallinde oturan yakışıklı genç adama baktı. O motosiklet mi demişti. Diye düşündü. Ben acaba bunun dediği kişi miyim?

Neyse nasıl olsa kim olduğumu hatırlamıyorum . Bari belli etmeden zaman geçireyim belki hafızam yerine gelir. Diye düşündü.

Eli ile başını tuttu ve alnını sıvazladı . Aynadan bunu gören genç adam .
“İlaç yazmamı istermisin ? Dedi ve müzipçe güldü .
“Ne ilacı …?? Dedi sertçe ..
Delikanlı tüm dişlerini göstererek güldü .
“Tamam işte şimdi Keriman Sultan oldun. İşte böyle adamı en zayıf yerinden vururlar..
“Zayıf yer mi ?? Ben neye karşıymışım acaba ??
“Sen anlatmasan da asistanın artık bir Prof. Ve artık senden korkmuyor ve seninle ilgili her şeyi anlatıyor ..
“Anlatsın bakalım ..

Araba caddelerden normal bir akışla devam etti. Etrafına baktı ve kenti ve caddeleri anımsamaya çalıştı. Solda Şişli Camii’ni görünce içi daraldı .

Burada eşinin cenaze töreni yapılmıştı. Cenaze çok kalabalıktı ve başsağlığı dileyenler sıra olmuştu. Türk bayrağına sarılı tabut ve başında bekleyen genç bir delikanlı gözünün önüne geldi. Bu genç az önce karşılaştığı ve şimdi araba kullanan genç adama benziyordu , fakat çok daha yaşı küçüktü .. Kadınların hepsi siyah giysiler giymiş ve güneş gözlükleri takmıştı. Yüzlerini net anımsayamadı . Cami avlusu ve dışarısı dolup taşmıştı, insanlar önünden sıra ile geçmiş ve başsağlığı dilemişti. Kimdi kocası da bu kadar insan cenaze merasimine katılmıştı. Bu cenaze töreninde kendisini aradı ve nerede durduğunu anımsayamadı . Sanki anımsadıkları eski bir rüya idi ve pek çok önemli kısmı silinmiş gitmişti.

Araba yoğun trafikte Mecidiyeköy ‘de geniş bir sokağa saptı ve kapalı bir otoparka girdi . Genç adam arabayı park etti ve yaşlı kadının inmesine yardım etti. Otoparkın içinden asansör ile doğrudan eve çıktılar . Bu ev açık renk çok şık eşyalar ile döşenmiş, oldukça ferah ve güzel bir evdi. Antreye çıkan asansörden kapısı olmayan ferah salon görünüyordu. Lakin evin diğer oda kapıları kapalıydı, ve sol tarafta ise yukarı çıkan ahşap ve çok ferah bir merdiven vardı. Öylece kaldı ve nereye gitmesi gerektiğine karar veremedi . Ellerini yıkaması ve tuvaleti kullanması gerekiyordu .

Bu eve ilk defa geliyor gibiydi. Bir taraftanda ev ona fazla yabancı gelmemişti. Şimdi genç adama tuvalet nerede derse o onun durumunu hemen anlardı . Oysa ona durumunu belli etmek istemiyordu . Ne yapacağını şaşırdı ve misafir gibi asansörün önünde kaldı .

Genç adam hemen yan taraftan dolabı açtı ve şık bir ev ayakkabısı çıkardı ve yaşlı kadının önüne koydu. Ayakkabılarını çıkarmasına yardım etti ve ev ayakkabılarını giydirdi. Lacivert kadife kısa topuklu oldukça şık bir ayakkabıydı ve ayağına olmuştu. Ayakkabıları beğendi…

Üstündeki ceketi çıkarıp çıkarmama konusunda tereddüt etti. Genç adam nazik bir şekilde koluna girip kapısı kapılı bir odaya onu yönlendirdi. Burası ise çok ferah ve güzel bir yatak odasıydı. Geniş bir karyola ve üzerinde güzel bir örtü ve kapının sol tarafında kapısı açık giyinme odası vardı. Genç adam karyolanın diğer tarafındaki kapıyı açtı.

“Babannne banyoyu kullanmak istermisin ?
Hemen ceketini çıkardı ve karyolanın üzerine koydu ve banyoya girdi. Burası da küçük bir oda gibiydi. Tuvaleti kullandı ve ellerini yıkadı. Aynada kendi yüzüne baktı. Aynaya yansıyan yüzüne uzunca bir süre şaşkınlıkla baktı. Buraya gelinceye kadar kendisini daha genç sanmıştı. Oysa bu aynadaki götüntüye göre yaşamının sonuna yaklaşmış gibiydi, kırışıkları ve hala canlılığını koruyan cam gibi yeşil gözleri vardı. Saçları ise pamuk gibi beyaz ve yumuşacıktı. Ilk kez ellerini yıkarken farketmişti beyaz derinin altından mor damarlar fışkırmış gibi duruyordu .

Kapının önüne gelen genç adam, seslendi.

“Babaanne sorun var mı ?? Kapıyı açayım mı ??

Cevabını beklemeden kapıyı açtı. Banyo aynasının önünde dikilen ve gözleri yaşlı kadını gördü. Klozetin ve lavabonun suyu açılmış lakin kapatılmamıştı. Rezervuardaki suyu boşaltmak için duvarda gömüldü büyük yuvarlağa dokundu ve şelale gibi su aktı. Klozet kapağını kapattı ve sıvı sabunla ellerini yıkadı. Babaannenin de ellerine sıvı sabun döktü ve lavabonun içinde ellerini yıkadı. Kağıt havlu ile önce yaşlı kadının ellerini kuruladı. Sonra kendi ellerini tekrar sabunladı ve kuruladı. Yaşlı kadın öylece onun yaptıklarına bakmış ve sesini çıkarmamıştı.

Birlikte banyodan çıktılar. Karyolanın üzerinde lacivert kadife eşofman takımı duruyordu . Genç adam yaşlı kadının üzerindekileri çıkarttı ve ev giysilerini giymesine yardım etti. Yatak odasından çıktılar ve tekrar asansöre binip bir alt kata indiler. Burası daha geniş bir Salondu ve duvarları aile resimleri ile doluydu . Onu camın önüne geniş bir koltuğa oturtan genç adam yan kapıdan geniş mutfağa girdi ve kahve makinasını çalıştırdı . Buz dolabını açtı ve kahvenin yanına bir şeyler çıkartmaya başladı .

Bu sırada bu katın asansör kapısı açıldı ve içeriye orta yaşlı bir kadın girdi.

Sarı saçları ve yeşil gözleri ile siyah giysiler içinde çok şık ve havalıydı.
Gülümseyerek salona doğru ilerledi . Mutfaktan hızla çıkan genç adam, gelen kadını yanaklarından öptü. Ikisi birlikte kol kola yaşlı kadına doğru ilerlerken yaşlı kadının yüreği sıkıştı. Kimdi bu gelen kadın ??? Onun yüzü ve fiziği kendine aitti. Biranda onun kendisi olduğuna emin oldu.

Birileri onun hayatını mı çalmıştı. Bu nasıl olurdu … Kadın yaklaştıkça kalp atışları ve kızgınlığı arttı. Tam önüne geldiği zaman ayağa kalktı ve onlara doğru adım attı ve …..

Nejla BILGIN