Bahar Ağacına

Bahar da ayrı bir hengameyle geliyor. Son iki gündür çok neşeliydim, sanıyorum bunu karşıdaki bahar ağacına borçlandım, tamam biraz da içini açan kurnaz kargaya, ya da her neyse işte canım, sonuçta ölene dek bir şeylere borçlu yaşıyor ve ödüyoruz.

Az evvel elektrikler gitti. Akşam yemeğini mum ışığında yedik. Cahit abigilin vitrinlerini sökerken bana hediye ettiği mermer şamdanda. Bilgisayar şarj olduğuna göre elektrik gelmiş ama kalkıp acmiyorum işte onu. Yazım bitene dek onu istemiyorum. Evet duydun, istemiyorum.

Üsküp sevda şarkısı çalıyor. Aşkın acısına ferman diyorlar, ellerin fermanı vız gelir bana, diyor. Ne naif şarkıdır, bahar gibi gelir, o ağaçtan kiraz çiçeği gibi düşer. Gönlümün kışında yaz getir bana… Gönlünün fermanı yaz getir bana…

Dışarıda fırtına çıkmış. Akşamüstü uyuyakalmışım. Uyuyup uyandım ki rüzgar evin içinde. Oysa gece hiçbir zaman bu kadar karanlık değilmiş. Aşağıda çocuklar oynarken bahar daha bir gelir olurmuş. Sahi uyuyunca her şey de geçiyormuş. O kara kedi o şapşal kargayı kendi akşam yemeğinde mideye indirmiş. Ben sırf onlar da aç kalmasın diye fazla fazla yemek yapıyorum.

Şimdi üçüncü kez aynı şarkıyı başa sardı Ömer. Yemeğini yeyip bütün tabakları iç içe koydu. Bir bardak su içti ve fotoğraf albumlerini kurcalıyor. Az evvel, bu yerde oturan sakallı adam kim, dedi. Ah o mu… Mekanı cennet olsun Ahmet Uluçay. Hani Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak… Ha tamam dedi, bildim. Bilmek ne güzel.

Şarkı dörde sardı. Artık kalkıp ışığı yakayım. Işıklar insana umuttur. Masayı toplayıp kahve yapayım. Bu gece Mine annesini Karabük’e uğurlayacak. Uğurlamak ne güzel. Gece gel bizde kal dedim film izleriz, dayanamadı. Ona içinde yaşadığım deri’yi izleticem. Umarım alt üst olmaz. Olursa da sarılıp ağlarız artık ha Mine.

Ah…Bana düşen budur, bana düşen budur, bana düşen, asılmış bir perdenin benden aldığı gökyüzüdür, demiş sevgili Furuğ Ferruhzad. Hadi bugünü de böyle bitirelim. İyi geceler olsun.

Mumlar yarıya indi. Yanmaktır bu, sessiz sedasızdır. İçinde ne sakladığını kim nereden bilir. İnsan ya bu… Kabuğu olmasa çok da üşür. Hem çok üşür. Çok üşür.

Şarkı kaça sardı. 
(Yediye sarmış)

Hatice Kübra Öktem
www.kafiye.net