Sevgiliye Mektup

Sana bu satırları gözyaşlarımla yazıyorum.
Korkma!
Bu sana son mektubum.
Aşkımız benim için güzel bir rüyaydı,
Sonu olmayan, riskli bir aşktı bizimkisi,
Tehlikeliydi de adeta.
Gidişin onurlu olmalıydı daima,
Bitişimizi gururla sunmalıydık dünyaya.
Böyle gitmemeliydin en azından.
Arkandan gözyaşlarımı bırakarak,
Kalbimi yaralayarak,
Beni bataklığa sokarak gitmemeliydin.
Bunu bana yapmamalıydın.
Yazdıklarıma ne tepki verirsin bilemem
Ama
Beni umursamadığını biliyorum,
Sevginin yalan olduğunu biliyorum.
Sana karşı içimde birçok söz birikiyor,
En başlıcası da ‘neden’ sorusu,
Bu sorunun cevabını beklemiyorum senden.
Seni sevdiğimi zannediyorsan yanılıyorsun,
Doğrudur,
İçimde sana karşı az da olsa sevgi kalmıştır
Fakat
İhanetin nefretimin su yüzüne çıkmasına sebep oluyor.
Eğer sana bu sözleri söylemeseydim,
İçimdekiler beni bataklığa sürükleyecekti.
Yazmış olduğum satırlara ister gül,
İster ağla,
İster kâğıdı yırt at
Ama
Şunu unutma ki;
Artık adın aşkımı hatırlatmıyor bana,
Artık adın ihanetini çağrıştırıyor bana.
Senle dolan rüyalarım kâbus gibi geliyor sanki.
Emin ol ki nefretimsin bundan sonra benim.
Gördüğüm yerde arkamı dönüp gideceğim tek insansın.
Zamansız karşılaştığımızda,
Kalbimin ağlamasına rağmen,
Konuşmadan devam edeceğim yoluma.
Unutacağım o günlerimizi, gecelerimizi,
Anılarımızı, kurduğumuz o hayallerimizi,
Birbirimize verdiğimiz sözleri ömür boyu tutacağımızı
Unutacağım merak etme.
Başkasının yanında görsem bile
Sızlamayacak bu yaralı yüreğim.
Sadece biz değil,
Tüm evren unutacak birlikteliğimizi,
Biz denen bir şey kalmayacak.
Bir zaman sonra umurumda bile olmayacaksın.
O acımasız hançerini kime saplarsan sapla,
Arkamı dönüp bakmam bile.
Bil ki bundan böyle bedenimin engellediği bir insansın.
Yaklaştıkça, gördükçe bir yerlerde,
Bana acı verensin sen.
Sana olan nefretim öylesine hırçınca ki,
Delicesine şafak vakti esen bir rüzgâr kadar hırslı,
Acımasızca ihanete uğramış masum insan kadar hırçın,
Nefretim adeta bir canavar kadardır unutma.
Korkarım ki o nefret bir gün dönüşmez öfkeye.
Öfkem yıkar döker amansız kentin sokaklarını,
Bir aslan kükremesi haline gelir bakarsın, bağırmam.
Eğer bir gün sana öfkelenirsem,
Kaç tamam mı?
Git buralardan.
Seni bulmak istesem de bulamayayım.
Şimdi sana hayatında mutluluklar diliyorum
Ama
Şunu asla unutma;
Sende takılırsın bir gün,
Seninde önüne bir engel çıkar mutlaka,
Sevdiğin tarafından sende hançerlenirsin.
O zaman ben aklına gelirim.
Sen anca benim çektiğim acıları o an anlarsın.
Şu an benim için zehirden öte lanet gibisin,
Lanetlisin, benim kalbimde lanetlediğimsin.

Sana inandım, kandım, aldandım
Ama
Değmezmiş bunu anladım…

Mine Polat
www.kafiye.net