Tükenen Ömrümün Var’ı Mısın Sen

 
Kaldırıp başını bak da göreyim
Divane gönlümün yâri misin sen
Bir dile bin kere canım vereyim
Yitirdiğim us/un zoru musun sen
Ömrün geçişine yol verip gittin
Vuslatı hasrete sen karıp gittin
Gözlerime bakıp, yakarıp gittin
Dumanlı dağımın kar’ı mısın sen
Candan bakış ile keder bitiren
Kurak çölde yeşil çimen yetiren
Çiçeklerden şifa bulup getiren
Sırrına erilmez arı mısın sen
Yol gözlemek miydi payıma düşen
Hüzün buğusuydu çayıma düşen
Deryadan damlaydı koyuma düşen
Son demde bu gönlün har’ı mısın sen
Elemler dört yandan beni sararken
Hasretin katlime kalem kırarken
Fani denen dünya külli zararken
Kısacık ömrümün kârı mısın sen
 
Dalıp dalıp gittim her bir ezgide
İçimde büyüyen senli sezgide
İster sana dair sana özgü de
Ömrümün kolayı zoru musun sen
Aşılması çetin gönül dağının
Cemreler doğuran bahar çağının
Yürek yurdumdaki sevda bağının
Kirazı elması narı mısın sen
 
Fırat’ın Kızı’nda dert kucak kucak
Al hançeri al da yüreğime çak
Dökülür bağrımdan aşk salkım saçak
Tükenen ömrümün var’ı mısın sen
SÜNDÜS ARSLAN AKÇA