TASAVVUF ESİYORUM BU GÜN.

Kendimi hesaba çekme ihtiyacı hissettiğimde tasavvufun sıcak koynuna sokulurum hemen. Bütün kederleri emen.
Eskiden daha sık yapardım bunu.Galiba yaşam alanım kirlenmiş olmalı ki bu sıcak yuvadan uzak kalmışım biraz.
Hastalıkları hep Allah’ın selamı olarak algılarım ben. “ALEYKÜMSELAM” der bu selamlaşmaya vesile olduğu için de çok severim aynı zamanda çıkan ateşimi,öksürükten yırtılan göğsümü, her yemeğe bükülen dudaklarımı.
Ve yine her zamanki şişkin egomla kendimi sevmek için bir neden bulurum hemen.
Bu gün son kontrollerim yapıldı ve çok şükür ki her zaman ki normal yaşamıma dönme zamanımın gelmiş olduğunu bilmenin keyfiyle uzandım ve yere düşen tesbihimi farkettim aniden. Çok sayılarla, nesnel tesbihlerle işim olmasa da elimde olur zaman zaman.
En çok beni üzen veya kızdıran insanlar üşüşünce beynime,”hooop “derim kendi kendime. “Hem üzecek, hem de düşüncelerime sızacaksınız, yok öyle yağma,sizin yerinize ,sizden beni en iyi koruyacak olanla ilgileneyim ” diye başlarım zikre. Yoğunlaşırım Yaradan’ın eksikliğim olan özelliğine ve dilimle kalbimi birler başlarım zenginleşmeye Rabbimle. Harika bir arınma yöntemidir bu hem artık hekimler de önermeye başladılar benzer yöntemleri önermeye ve uygulamaya.
Bu gün yine,sevgisiz,hoş görüden uzak ve madde dünyasında at koşturan birileri takıldı kafama ve onlardan,var oldukları ortamlardan uzak kalabilmek adına sığındım eksİkliğimi bildiğim ve kendisinde bulduğum yüce varlığa.
“YA ĞHAFID,YA SERİĞ,YA ŞEDİD,YA MUZİLLU YA MUNTAKİM” Bilirim ki yürek bütünlüğümle uzattığımda elimi Kaynağa ihtiyacım kalmaz benim hiç bir oyuncağa..
“ALLAHUN,KAFUN,ĞANİYYUN,FETTAHUN,REZZAK”
Kullarına Allahım etmiyorum eyvallah!

Nermin AKKAN
www.kafiye.net