GELGİTLERİM KAZANDI

 

Ooof ne olacak benim bu gelgitlerim. Günlük yaşantımızda sosyal ve ekonomik toplumsal sorunlarımızın sürekli arttığı bu çağda mı desem, zamanda mı desen ne…
Bilemiyorum. Her neyse işte sorunlarımıza birde psikolojik sorunlar eklemiyor muyuz? Hem de nasıl ekliyoruz. Buda bizin bedensel rahatsızlıklarımızın da artmasına sebep…
Ne olacak benim bu gelgitlerim… Hiçbir zaman bir problemin sonucunu, baştan kestiremedim. Hep problemi bildiğim yöntemlerle çözdüm.. Püüffff puuh .. Ne oldu. Kayıp bende.. Yok, kayıp değil bence gelgitlerim kazandı.
Alıştım sınavlara hazırlanmaya.. Hep dışarıdan bitirdim. Okulları. Seviyorum soru çözmeyi. Seviyorum ders çalışmayı. En azından Ayşe, Fatma derdinden uzağım. Kendi dış negatiflerden uzak tutuyorum. Çok önemli değil zaten girdiğim sınavlardan aldığım sonuçlarda çok önemli değil ki… Zaten önemli olan gelgitlerim kazanmasıydı. Bu sınavı girmek istiyor muyum evet.
Bitti işte yine gelgitlerim kazandı. Girebileceğim tüm sınavları gireceğim. Gelgitlerim kazanmasını istiyorum. Bazıların kendine has rüzgârları vardır; girdikleri ortamın havasını değiştirirler. Nedense o rüzgâr hep bende var oldu. Bu rüzgâr bazen riyakârlıkları, bazen de sahte yapmacık ilişkileri kırdı. Tıpkı aşırı rüzgârdan ve fırtınadan kırılan ağacın dalları gibi. Kırdım. Herkesi… Neden çünkü gelgitlerim kabul edemiyordu.
Riyakârlığı, neden gelgitlerim sahte dostluk, sahte arkadaşlık, sahte muhabbet istemiyordu. Kim kazandı. Gelgitlerim kazandı. Çünkü ben hiç yapmacık olmadım. Olamazdım da…
Hep doğallıktan yana olan ben. Gönül dostlukların varlığını yürekten inandım. Bazen akrabanın yapamadığını bir kere selam verdiklerimizin yapacağını bildiğim için. Bir kere selam verdiklerime bile gönül dostluğundaki kapımı sonuna kadar açtım.
Çok kırılsam da, çok üzülsem de hiç önemli değil, gönül kapısından içeriye giremeyenler düşünsün. Kim kazandı tabiî ki gelgitlerim kazandı. Çünkü dostluğa, samimiyete, içtenliğine inanan kocaman bir kalbim vardı.
Her geçen gün bu kalp tıpkı Mevlana gibi.. Yanarak. Yangınlar içinde gerçek insan yüreği olmaya çalışıyor. Çok önemli değil. Bu gönül kapısında girmek için gelen insanların kapımı çarparak yüreğimi yaralamaları beni yanlış anlamaları hiç önemli değil. Çünkü benimde üstüne çizdiklerim takmadıklarım var.
Kim kazandı tabiî ki gelgitlerim kazandı. Yanlışlarla savaşmak kolay olmasa gerek. Yalnız kalmak. Ben varım demek. İnsanca yaşamak bazen size ait değerlerinizi kabullendirmek için gelgitlerinizle çarpışırsınız.
Düşünseniz ya… Yanardağı patlamaya başladığında fokur fokur kaynadığını.. Patladığı an her yeri yakıp küle çeviren. Sanki cehennemin bir kanıtıydı dünya ki varlığı… Ama patlayıp söndükten sonraki hali…. Dünyada eşi benzeri olmaya verimli bir toprak oluyor. Lav yatakları.. Korkamamak lazım. Gelgitlerimizden.. Bırakın gelgitlerimiz kazansın, Günahsız kulda olmaz. Sevapsız kulda. O yüzden günahlarınızla değil sevaplarımızı arttırmaya bakalım.. Affetmek Allaha mahsustur. Gelgitlerimiz yapar bizi…
Kendimiz olmamızı sağlar. Korkmamak gerekiyor. Neye kızıyorsan. Göstereceksin tepkini. Herkese mavi boncuk dağıtmak değil ki. İnsanlık. Hayattaki en büyük yatırımlarımız güler yüzlü oluşumuz ve yaptığımız iyiliklerimiz. Gönlümüzü açıp ufkumuzu genişlettikçe inanın vazgeçtiğimiz o kadar çok şey oluyorki… Bırakın gelgitleriniz kazansın. Gerçek ben olmak için. Sevgimle kalın. 

Gülsüm hicran Şanda-27/01/2015
www.kafiye.net