EZİLİRİM

Bırak yıldızlar az daha oynasın oralarda.
Elbet güneş doğacak bu sabah buralarda.
Bırak insanlar dönsün dursun sözlerinden.
Elbet yaşlar dinecek bu sabah gözlerinden.

Öyle zaman dilimleri vardır ki, üst üste gelir acılar.
Birikir birikir de kaplar yüreğimi zerre zerre.
Hiç bir açık yer bırakmaz kalbimde.
Derdin kederin elemin hüznün acının
Doruklarını görürürüm musibetin sıradağlarında.
Ne yana baksam bir rampa,
Her yerde her alanda bir engel vardır karşımda.
Gözlerim öylesine körelir ki belanın karanlığında
Öylesine sağır kalırım ki başka gözlerin hıçkırıklarına
Öylesine susar ki dilim,
Bilmeden yaptığım hatalarım karşısında;
İşte o vakit ezilirim
Kendi vicdanımın yaşlı sayfaları arasında.
Anlatamam kendimi.
Duyuramam sesimi.
Gosteremem acıların beni nasıl sinsice gömdüğünü.
Bilirim lakin renkli gözlerin can ‘ın hüznünü.
Bilirim de, birsey gelmez ya elimden
Ben yine ezilirim bu yüzden.

Dünyam med cezir virajlarında şerit ihlali ederken,
Nasıl söyleyebilirim dost doğru dön ey dünya diye.
Dünyam yüzünü güneşten yüz çevirip ters yolda ilerlerken,
Nasıl derim ey güneş yüzünü bana dön diye.
Ve ben dünyam ile güneşe haksızlık ederken,
Nasıl derim ver hakkımı ey Allah’ım diye.

Ey can!
Ben açık mavi okyanusların,
İçinde yaşattığı o güzel deniz kızı değilim.
Ben o okyanusların sahilde dövdüğü,
Üzerinde insanların ezip geçtiği
Milyonlarca kum tanelerinden sadece biriyim.
Kum tanesi olmadan evvel bir çakıl,
Çakıl olmadan evvel bir taş,
Ve bir taş olmadan evvel koca bir kayaydım.

Dalgaların dövdüğü o kayanın kuma dönmesine
Direnç gösteremedigim için sucluyum.
Kum tanesi olsam da
Kaya gibi duramadığım için sucluyum.
Gelen her dalgada
Savrulup sineme kokmus çöp doldurup;
Kimyasal reaksiyonlara maruz kaldığım için suçluyum.
Yalpaladığım sahilde domino zincirinin
Parçası gibi seni de devirdigim için suçluyum.
Velhasıl canım can’ım!
Ben hayatı bilemedim.
Belki öğreniyorum yeni yeni.
Gel sen tut avuçlarında da beni
Yeniden kurusun ıslanan tenim.

Elvan Usul
www.kafiye.net