GÜNEŞ

O yaşlanmış çınarın, yaprağında duruşun
Nicesi aşıklara, şahitsin sen ey Güneş
Geceye, sapan taşı gibi hırçın vuruşun
Paslanmış karanlıga , vahitsin sen ey Güneş

Rahmet vadilerinden, pencereme dikildi
Yeryüzüne aşikâr, yayılır sessiz sessiz
Karşıki tepelerden, usul usul çekildi
Heyûle bir ağ gibi, bayılır sessiz sessiz

Ürkek bir ceylan gibi; o güzide bakışın
Göğsümdeki umutlar, yeşerir birer birer
Gülümsüyor mavera, bir mücella akışın
Ense kökümden şimdi, sessiz sedasız gider

Poyraz delice vursa, hiç bir ah işitmezsin
Kızıl akşamlarınla bile, barışıksın sen
Şefkatine sığınan, mazlumu üşütmessin
Kapıyı vurmadan gel ! Böyle alışıksın sen

Hicabın perdesinden, sokulur ağır ağır
Ses baygın dilim ama; korktukça gölgem uzar
Hırçın bir gülüş ile, vurduğun duvar sagır
Saklayın beni kuru otlar, kimin bu mezar?

Seni ufuklar bekler, avluda durma sakın
Geride bıraktığın, güller büyüdü artık
Gün, zaman deli bir tay, egeri vuramassın
Yıldızlar dikiş tutmaz, gökkubbe delik yırtık

///////////////////////
Bir lahzacık dogu ver koyma beni ser sefil
Bir tanık göster dersen ayı şahit tuttum yıldızlar kefil

16/09/2014
Harun YILDIRIM
www.kafiye.net