şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (II)
ATATÜRKÇÜ OLMAK
NE DEMEK?
Dr. Sait Güngör Elgin
e-posta1: gungor.elgin@hotmail.com
e-posta2: elginorama@gmail.com
Cep:0532-516 09 28
Ev: 0256-646 11 49
Bu gün çok sevinçliyim dostlar. Halkımın uyanışını, demokratikleştiğini gördüm düşümde.
Hani bir zamanlar Namık Kemal yazmıştı ya:
“Görmeden ölürsem millette ümit ettiğim feyzi,
Yazılsın senk-i kabrime; vatan mahsun ben mahsun”
İşte o feyzin kıpırdanışını gördüm, ümidimin yeşeren filizini gördüm halkımın feveranında.
Atatürkçülük demek, her şeye boyun eğmek, rıza göstermek, tevekkülle karşılamak değildir. Atatürkçü eleştirir ama şikâyet etmez çünkü çare üretir, sorun çözer. Kurtuluş savaşı ve onu takip eden Lozan barış görüşmeleri bu düşünce yapısının bir eseridir.
24 Temmuz Lozan Barış antlaşmasının imzalandığı gün. Atatürkçü Düşünce Derneği Güzelçamlı Şubesi’nin bu amaçla düzenlediği kutlama töreni Güzelçamlı Akbulut otelin terasında tahminen 200 katılımcının iştiraki ile aynı gün 21:00’de yapıldı.
Konuşmacı Sayın Erol Ertuğrul (Avukat) Atatürk ve İnönü ile ilgili iki anı naklederek başladı konuşmasına ve Lozan’ın Türkiye Cumhuriyeti için ne kadar önemli bir tapu belgesi olduğunu vurgulayan konuşmasını şiirsel bir dille sürdürdü ve onu izleyen bir konuşmacı da Nazilli’li olduğunu söyleyen Yüksel Zeren de şu heyecanlı konuşma ile dinleyicilerini duygulu anlar yaşattı.
İşte halkın ve haklının sesi olan Yüksel Zeren
dedi k:
“Atatürkçülük bir meziyet, engin bir gurur duygusudur. Vatanın harimi ismetine kastetmiş düşmanlara karşı bir avuç Kuvvayi Milliyeden Milli bir ordu çıkaran yüce Atatürk’ün vatan ve millet sevgisidir. Atatürkçülük milli bir şuur, milli bir heyecandır.
Çanakkale’yi geçilmez yapan şehitlerin imanından milli mücadele ve Lozan doğmuştur. Sakarya’nın birinci ve ikinci İnönülerin, 26 Ağustos Koca Tepe’nin yolları Lozan’a ulaşır.
Cephede mermimiz bitti diyen Mehmetçiğe ‘Süngü tak hücum, ben sizlere vatan için ölmeyi emrediyorum’ diyen Atatürk’üm, binlerce şehitlerimizle birlikte ruhunuz şad olsun. Bizlere bıraktığınız bu kutsal emanet: Cumhuriyet ve laiklik ebediyen var olacaktır.
Dünya tarih yazmayı ve kahramanlığı Türkler’den öğrendi. Yeni bir Lozan yazılması icap ederse senin bıraktığın ruh ve azimle bu asil millet yeniden yazmaya her zaman hazırdır.
Ben Aydın çukurunda doğdum, Nazilli’liyim. Yörük Ali’lerin, Demirci Mehmet Efelerin Kuvvayi Milliyenin nüvesini teşkil edip aciz ve zalim Yunan’a vücutlarını siper almaya lüzum görmeden Malgaç Baskınında ilk darbeyi indiren yiğitlerin hemşerisiyim.
Anadolu’da şehit çıkmamış bir ev yoktur. Bu şehitler o evlerin, o beldenin şanı şerefidir. Dedemin iki ağabeyi Çanakkale’de birer hafta arayla şehit düşerler. Dedem İstiklal Harbine katılır. Babam Kuvvayi Milliye’de vazife alır. Hepsini rahmetle yad ederim. Ruhları şad olsun.
Dünya tarihinin ender komutanlarından Baş Komutan Mustafa Kemal Atatürk İstiklal hamlesinden sonra başlattığı sanayileşme, vatanın refah ve saadeti için ‘köylü milletin efendisidir.’sloganıyla üretim ve sanayi kuruluşları programında Nazilli Sümerbank tesislerini açmaya geldiğinde istasyonda trenin penceresinde canlı görmek, heyecanla:’Yüce Atatürk sen çok yaşa’ diye bağırdığımda; halkını selamlarken canlı görmek şeref ve mutluluğunu yaşadım. Hayatımın en sevinçli en gururlu hatırası budur.
Cumhuriyet bir yapıdır. Bu yapının temelinde millet, harcında şehitlerin kanı vardır. Cumhuriyetin kalesi cemaatçilere terk edilemez.
Dünya milletlerinin askerlerinin arkalarında Mehmetciğin postal izi vardır. Cepheden kaçışlarında yedikleri süngü izi hala silinmemiştir. Bizden ders almayan tek topluluk Yahudilerdir. Onlarla da hesaplaşma günü yaklaşmaktadır.
Türk Milleti Lozan antlaşmasına bağlıdır. Fakat unutanlara Avrupa Birliğini siper edip aleyhimize çalışanlara, bilhassa Yahudilere ihtarım şudur.
Türkiye’den elinizi çekiniz!
Türk Milleti her mücadeleden zaferle çıkmıştır. …İngiliz, …Amerikalı,…Fransız. İtalya mı? ‘Hadi canım sende’ Güneydoğu mayın meselesi Meclis’te konuşulurken İsrail Büyükelçisinin Mecliste ne işi vardır? Her işe burnunu sokma Yahudi ve Yahudi dönmeleri, Türklük şuur ve milliyetçiliği o uzun burnunu koparır. Avrupa Birliğinin akıl hocalarının önüne atar. Anadolu üzerinde oynadığı oyunlar bu asil milletçe bilinmektedir.
Lozan bir büyük ulu bayrağın direğidir. Bu direği yıkmaya çalışanlar altında kalır ezilirsiniz. Lozan İsmet İnönü’nün imzası olan bir ışıktır. Bu ışığı söndürmek isteyenler karanlığın içinde kaybolacaktır.
İstikbalimiz laik cumhuriyet ve Atatürkçülük ruhudur. Kuvvayi Milliyenin yeni kurulduğu zaman milis kuvvetleri efeler aralarındaki bazı anlaşmazlıklar için birbirlerine ‘Efem, evvela vatanın namusunu kurtaralım sonra aramızdaki meseleleri hallederiz.’ Derlerdi. Şimdi Vatanın meselelerini halletme zamanıdır.
Atatürkçüler! bu milli şuur etrafında birleşiniz!
İç ve dış düşmanlara Lozan’ı anlatarak birleşiniz!
Hepinize saygılarımı sunarı.
‘Ne mutlu Türküm diyene.’ “
Başka söze ne hacet? Eline yüreğine sağlık Yüksel Zeren. Ne mutlu bizlere ki senin gibi büyüklerimiz var.
Not: Lozan’la ilgili daha detaylı ve Atatürk’ün görüşlerini de içeren yazılarımız devam edecek.
Hoşça kalın.
Dr. Sait Güngör ELGİN
www.kafiye.net
Yorum Yapın