LEBLEBİ ŞEKERİ VE KARINCA

Koskoca bir çınar altında,
Mini mini bir karınca.
Kocaman bir leblebi şekeri ağzında.
O çukurdan bu çukura.
Yiyecek götürme derdinde yuvasına.
Kan ter içerisinde kala kala.
Şöyle bir durakladım.
Azmine, hayran kaldım.
Bir an, düşünceye daldım.
Havadan para koparma, derdine düşen,
İnsanlar, geldi aklıma.
Bir damla ter düşmeden, alınlarına.
Göz dikenler, yetim hakkına.
Şerefini satanlar, bir pula.
İçim sızladı ansızın.
Çocukluğum geldi aklıma.
Hani Ağustos böceği ve karınca, vardı ya!!
Hep okuturlardı okullarda.
Nerde kaldı o değerler ?
Nerde? Komşuluk mesela,.
Uyur muydu insanlar? Komşusu aç yatınca.
Ölüsü bulunuyor şimdi, komşunun,
O da, kokmaya başlayınca.
Yardımlar gizli olurdu,
Dokunulmazdı fakirin onuruna.
El uzanmıyor artık, yardıma muhtaca.
Bu devirde herkes, nalıncı keseri,
Hep bana, Rabbena.
Nasıl yapar bunu, insan insana.
Nasıl ? Sızlamaz yürekleri,
Nerede kaldı? Yaradan’dan ötürü, sevmek hadisleri.
Herşey çıkar ve menfaat, olmuş şimdi.
Onuruyla çalışanın boşa çıkmış emekleri.
Bu dünya, böyle miydi hep?
Kimler, getirdi bu hale ?
Biz değil miyiz? Bunlara sebep.
İnsanız tabii ki, çiğ süt emmişiz.
Dünyayı, yaşanmaz hale getiren biz.
Nerde? Eski değerler der, iç çekeriz.
Maalesef geçmişimizi, o sıcacık değerlerde yaşamayı,
Çok ama çok özleyeceğiz.
Kendimiz ektik, kendimiz de biçeceğiz.


Berat Bahure Anteplioğlu 17.07.2009 16.30 Nebiler Köyü/Dikili/ İZMİR.
www.kafiye.net