Eskisine Göre

Güçsüzüm eskisine göre. Dik duran omuzlarımın düştüğünü görüyorum aynada. Başkalarına küçük görünen bu sebep neden bana dünyadan da büyük gözüküyor? Gururluyum diye gezinirken ben, evrenin en gurursuzu haline geldim bir anda. Sebep ne, yok olan ne, derdiniz ne ey kötülük? Bu bünyenin dayanmayacağını bile bile içime ne zehri işliyorsunuz? Küçüğüm, küçücüğüm kötülüklerinize karşılık. Güçsüz, her belaya açık bir haldeyim… Kim yardım eder derseniz, kimim var ki arkadaş? Yazıyorum, gözyaşlarımı döküyorum satırlara… Neden bu kadar olumsuz bakıyorum hayata diye soruyorsanız; olumlu bir yanını görmedim ki… İsyan etmiyorum kaderime, isyan etmiyorum Rabbime… Yardım diliyorum, küçük bir umut görmeyi istiyorum… Çok mu, bilmiyorum…

Ağlamayın ardımdan diyorum ama nasıl gideceğimi bile bilmiyorum. Gurursuzun teki olsam da aynı zamanda korkağım da. Cesaret edipte gidemedim, kalakaldım öyle biçare. Neyi nasıl çözeceğimi soramadım kimseye. Hiç birinin bana sahip çıkmasını istemedim. Kaçırdım herkesi başımdan. Gittiler… Kimsem kalmadı; derdimi açabileceğim kimsem… Dolan gözyaşlarım inadına dökülmedi insanların karşısında. Gurur diye geçinirdim. Oysaki gurur neyi değiştirdi ki? İçten içe daha da yok etmekten başka neyi değiştirebilir?

Yeni bir çizgiyi çekmem gerekir diye düşünüyorum defterimin arkasına… Ama o ardımda kalan yerlere bakmaya cesaret edemiyorum. Her defasında beynimi kemiriyorlar. Dostça mı yoksa düşmanca mı, bilmiyorum… Kurtarın beni diye haykırıyorum içimden. Kimse duymasın diye içimi sökerek acımı işliyorum adeta kanıma.

Alacalı hayatım bazen değişir diye ümit ediyorum. Küçük bir umudum olsa da değişmediğine her defasında şahit oluyorum. Dayanabildiğim kadarıyla dayanıyorum…

Her zamanki gibi çabalasam da hiçbir şey değişmiyor. Dayansam da gücüm yavaşça tükeniyor. Ne yapmalıyım, diye soruyorum ama yanıt alamıyorum. Eskiden olsa ne güzel umursamaz tavır takınarak hiçbir şeyi kafama takmazdım. Ne de mutluydum. Hayatı böyle inadına kötü mü yaşamak gerekiyor? Ben iyiliği deneyim derken hayat bana çelme çaktı. Kötü mü olmalıydım hep en başından itibaren? Neden diye sormalı mıyım acaba? Kendi arzuladığım bir şey değildi bu yürek sızısı, ruh yarası. Ben bunu istememiştim… Eskiye göre değişen sürüyle şey var. Neyi değiştirebilirim diyorum ama bir daha değişime uğrayacak bir şey bulamıyorum. Eskiye dönebilirim diye arzuluyorum, kötü olabilirim; acı çekmemek pahasına. Olabilir miyim ki acaba? Yeniden… Yeniden kalp kanatabilir miyim? Benim kanayan yüreğim gibi diğerlerine de bu acıyı tekrarlatabilir miyim? Hayır… Bende değişen en güzel şey bu olmalı herhalde… Yapamam; kötü olamam… Ne pahasına olursa olsun, neye dönüşürsem dönüşeyim yeter ki kimse artık benim gibi kanamasın… Eskiye nazaran yüreğim değişti ve eminim bu durumdan ziyade ben buna kesinlikle mutlu oldum. Acım yerli yerinde ama bir yandan da gülüyorum nihayet. Eskisine göre güçsüz olmam hiçbir şeyi değiştirmeyecek eminim. Değişen yüreğimle hem acı hem bir nebzede olsa tatlı günler geçireceğim. Eskisine göre huzurluyum ve hayatı inadına kötü yaşayarak asla bir daha kimseyi kanatmayacağım…

Mine Polat
www.kafiye.net