Bu Gece

Gel sevdam… Dokun bana…
Başın omzumda olmalı bu gece…
Şiirlerim dolaşmalı saçının tellerinde,
Rüzgar okşamalı her mısrada, ay bakarken gözlerimize…
Yakamozlarda kaybolmalıyız artık
Bir masal perisinin yüreği düşsün ellerimize usul usul,
Şimdi aşk zamanı…

Bu gece aşkın şifresini çözmeliyiz dalgaların seslerinden…
Hayat bir bilmece ise eğer,
Onu biz bulmalıyız destansı ebedi duruşumuzla…
Başka vuslat olmamalı vuslatımız içinde,
Ve akıp gitmeliyiz hayatın ve ötesinin bilinmezliğine
Tarifsiz aşkımızda dağlanan yüreklerimizle…

Cana can bir hayat ve serap olur bana, çölde
Kızgın güneşi serinleten dudakların…
Ve yosun gözlerin… Hayatın durduğu anlarda yakar beni
buz kesen ellerim titrerken alevlerinde…
Nice vurgun yemiş kederler eriyip gider o an
Bir yüzü kararırken aydınlattığımız yer kürede…

Gel sevdam… Dokun bana…
Başın omzumda olmalı bu gece…
Bir tutam gülüşüne ihtiyacım var sessiz çığlıklarımı bastıran…
Nefessizsem sensizim, yoksan hasret vurur yüreğime
Sesim yankılanır acıyla yürek kanyonlarımda…
Sana biriktirdiğim sevdam coşar, sel olur akar gözlerimden…
Bilsen, istesen kasırgalarım nasıl devirir hasret engellerini;
Ama ellerime kim bırakır ki o zaman yakamozları
Sensizliğime yoldaş denizlerimden martıları…

Gel artık sevdam… Dokun bana…
Ellerin ellerimde, başın omzumda olmalı bu gece;
Yüreğimizden yansıyacak bir avuç sevgiyle
Ay’la yıldızlarla dans edebilmek için gel…
Ay ışığındaki serenatlara ilham olabilmek için,
Sana şiirler okuyabilmem için, hasretimi dindirmen için,
Gel ki tüm yüreklerde yankılansın o tek hece…
Yıldızlara yükselirken sessizce,
Başın, omzumda olmalı bu gece…

EROL GÜLDİKEN …
01.01. 2011
www.kafiye.net