Sevgiliye Mektup 
Merhaba yüreğim…

Yüreğinden yüreğime akan ilhamınla ve aşka dair en güzel duygularla dolduğun yüreğimde hissettiğim sana, merhaba yüreğim derken, akıyorum yüreğimle yüreğine yüreğimdeyken sen… Bana en güzel saray olarak sunduğun yüreğine öyle sahiplendim ki… Sen oldum kendimle yüreğinde, sana merhaba yüreğim derken…

Seni ilk tanıdığım günden beri şiir oldun dilimde… En girift yürek seslerimizin tek nağmede birleştiği andan beri Seni yazıyorum, seni söylüyorum akarken sana doğru aşka susamış ruhumla… Merhaba ile başlayan günümün gecede son kelimesi de sensin dilimde aşk dolu… Hayatımda yeni bir hayat, ömre bedel anların en kıymetli varlığısın ışıltınla dopdolu… SENİ SEVİYORUM sözü hiçbir lugat ve hiçbir duygu da hiç bu kadar güzel, bu kadar derin anlam bulmamıştır bu güne kadar… SENİ SEVİYORUM sevdam…

Nakış nakış işlenen bir aşkın şaheseri…
Çok özelsin.. Çok farklısın.. En anlamlı sözlerimsin yüreğimden akan… İlhamım her an duygularında, sözlerinde, yüreğinde… Sevginle sararken yüreğimi, aşksın ruhuma… Aşksın yüreğe sığmayan… Aşksın gözlerden süzülen…

Bir ömür okuyacağım, bir ömür yazacağım; okumaya ve yazmaya doyamayacağım şiirimsin… Aşka ilham veren aşksın…
Bir Günaydın sözünle aydınlanır günüm…
Bakışlarının resmini çiziyorum her gün yüreğime…
Öncesinde sensiz geçen yıllarımı, ve şimdi sensiz geçen her saniyemi hayattan alacak olarak kaydediyorum…
Yüreğinden doğan güneşle ışığımız oldun aşk yollarında…
Güç verdin adımlarımıza…
Aşkı bir deniz yaptık alabildiğine derin ve büyük..
Gemiler yüzdürdük aşk rotamızla… Martıların kanadında özgürlüğe uçurup lirik şarkılarda gizledik sevdamızı… Yüreklerimizde çözdük aşkın şifrelerini esrik akşamlarda… Ve birlikte yüzdük şiir deryamızın aşk dalgalarında…

Bir şarkı çalıyor şu an radyoda…

Kaybolan o yılların acısı derin,
Çıkamazsın gönlümden, orası yerin,
Gözlerim gülüyorsa senin eserin,
Söyle şu kalbim seni nasıl sevmesin…

İnanması zor ama hayatın sürprizi mi yoksa aşkın sürprizi mi demek lazım bilmiyorum… Bildiğim tek şey: Rahmetli Özdemir Kiper ağabeyimin yazdığı bu şiiri ilk okuduğumda böyle bir aşkı hayal edip bestelemiştim… Ve sana şu mektubu yazarken bu şarkının çalmasını birbirine bakan yüreklerimize bir özür armağanı olarak hissettim bizi geç bırakan hayattan… Ve ben de bu bestemi sana armağan ettim sevdam…

Bu Aşk, hayat denizinin dalgaları arasında ruhlarımızdan kopan en masum duygularımızın Sığındığı Issız Bir gemi İdi…
Bu Aşk, en acımasız imkansızlıkları bile bile, gülümseyebilmekti acılara…
Bu Aşk, esaretin prangaları içinde sınırsız özgürlüğü yaşayabilmekti en güzel, en özel duygularda…
Bu aşk, bir destanın en masum, en yürekli, en fedakar kahramanlarını bir olmaya mahkum etmekti en istisna, en müstesna çerçevede…
Bu aşk, yanmak, almadan vermek ve sevgilide ölmeyi bilmekti kendinden vazgeçerek…
Sen ve ben, bu acımasız hayatın en kaybeden ancak bu aşkın en kazanan İki Kahramanıyız…
Ve biz, dünya cehennemini gül bahçesine çevirmek için bir ömür mücadeleye mahkum aşk esiri, gönül kölesiyiz…
Ve ben, ölene dek bu kölelikte gönüllü olacağım sevdam…
Aşkım masum… Aşkım sonsuz… Aşkım duru….
Her yanımı kararttım.. Tek yönüm sana doğru…

EROL GÜLDİKEN
www.kafiye.net