SABREDEN DERVİŞ İLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUM …

Hayat bu.. Yaşam içinde hep etkileniyoruz. Kah yaşadıklarımızdan, kah okuduklarımızdan. Duygu ve düşüncelerimiz öylesine yoğun oluyor ki.. Etkilendiğimiz her şey içimize işliyor, ya kitabın içine dalıp gidiyoruz ya da yaşadıklarımızın etkisi duygularımıza yenik düşüyoruz.. Bu zayıflık mı yoksa?.. Yok , yok.. hiç sanmıyorum. Bu zayıflık değil bence, bunun cevabı belli.. İnsanoğluyuz ruhumuz her daim beslenmek istiyor, iyi yada kötü etkilenmek de normal.. Yoksa yaşamın anlamı kalmaz. Her iz bir cevap aslında.. Anı yaşamak, sindirmek, izlerini yok etmek yada sürdürmek elimizde.. Yeter ki mutlu olmaya etki etsin, mutlu olmaya yetsin..

Elimde Ahmet Batman Soğuk Kahve kitabı var bu aralar, her akşam yatmadan birkaç sayfa okuduğum için çabuk bitiremedim.. Hoş böyle olması da hoşuma gitti, sindire sindire okuyorum. Bir erkeğin ağzından yaşanmışlıkları ve kadınlara bakış açısını okumak değişik oldu benim için.

Her kitapta olduğu gibi bu kitapta da öz eleştiri yaptım.. Erkeklerin penceresinden bakınca nasıl olur diye.. Hatta karşı cins olarak kendimi gözlemledim.. Ben ne düşündüğümü, ne hissettiğimi ne beklediğimi direkt söylüyorum. Öz güven, ne istediğini bilmek ve kararlı olmak güzel, üstelik biz kadınlar sanırım hem cesuruz hem de göze alabiliyoruz bazı şeylerin sonuçlarını.. Bu durum erkekleri korkutuyor sanırım, onlar yavaş yavaş ürkmeden ve sorun olmadan yaşandığına emin olarak yol olmak istiyorlar, üstelik bunu sorumluluk almadan, sonuçlarını düşünmeye gerek duymadan istiyorlar..biz güven duymak istesek te bunu zamana yayabiliyor öncelikle önemsenmeyi bekliyoruz,Karşı taraf ise daha güvensiz ve önemsemeyi yaşayarak oluşturabiliyor… Yani Ahmet Batmanın kitabından bu izlenimi edindim..

Evet biz kadınlar duygusalız, sonuç olarak farkımız duygularımızı erkeklere nazaran daha yoğun hissediyor ve daha rahat dışa vuruyoruz. Erkekler ise içinde yaşıyor, ya da yaşamıyor, duyguyu yok sayıyor, yaşayacak ise zamana bırakıyor. Mantık ön planda.. Güncel yaşamı da..

Yaşımız gereği dugularımızı mantığımız ile dengelemeyi çoktan öğrendik, bu yüzden duyguların izleri de geçiyor istersek.. Ama sanırım biz o duyguları yaşamayı da yaşatmayı da seviyoruz. Karşılık bulsak da, bulmasak da.. Tek fark artık gençlikte olduğu gibi o duyguyu çok zor yakalıyoruz, çok zor yaşıyoruz, bu yüzden yaşadığımız duyguya sahip çıkıp yitirmek istemiyoruz. Seçici olmak, kaliteyi bulmak, duyguyu yakalamak kolay değil artık…

Bugün kİ kendimle sohbetimi sizlerle paylaştım. Yoruma da eleştiri ye de açığım.. Ben sadece hissettiklerimi ifade ettim.. Her zaman ki gibi Şule “ce… Ve konuya çok uygun bir resim ile.. Sevgilerimle

2014 03 14
Şule Akar Kurtköy, Pendik.Istanbul
www.kafiye.net