şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Develer tellal… Pireler berber iken… Ben annemin beşiğinde tıngır mıngır sallana durayım. Eski zamanlardan birinde bir ülke varmış. Bu ülkede yaşayan bir de tüccar varmış. Bu tüccarın adı Taci imiş. Taci rengârenk kumaşlar alır satarmış.
Gel zaman git zaman ülkedeki birçok esnaf Taci’ye borçlanmış.
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Eski zamanların birinde bir gezegen varmış. Bu gezegende insanlar ile hayvanlar yaşarmış. Önceleri her iki tarafta birbirleriyle iyi geçinirlermiş. Fakat zaman içinde bir şeyler ters gitmeye başlamış.
Nasıl mı? Bakın anlatayım:
‘’İnsanlar gezegenin her yerine taştan binalar yapmışlar. Hayvanlara yaşam alanı bırakmamışlar. Sadece kendilerini
Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın günü çokmuş. Tilki, tavuk da bolmuş.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, eski zamanlardan birinde bir çiftlik varmış. Bu çiftlikte üç tavuk yaşarmış. Bu tavuklar birbirlerinden hiç ayrılmazlarmış. Bu da onları tehlikelerden korurmuş.
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Çok eski zamanların birinde bir gezegen varmış. Bu
gezegeni güneş ısıtır, aydınlatırmış. Bir gün güneş her gün, her gün doğmaktan bıkıp usanmış.
Bir gün de doğmayıvereyim ne olacak, demiş.
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Develer tellal iken… Pireler berber iken… Karıncalar develeri salıncakta sallar iken… Bilinmez hangi çağın birinde… Ya bu dağın gerisinde, ya öbür dağın ötesinde. Eski çok eski zamanlarda fillerin yaşadığı bir şehir varmış. Bu şehrin adı Fil istanmış.
Adet olduğu üzere evvel zaman içinde kalbur saman içinde diye başlayan masallardan birinin kahramanı Nizam adında bir delikanlıymış.
Bu delikanlının annesi ile babası yıllar önce vefat etmişler. Nizam’ı bebeklikten itibaren köy halkı büyütmüş.
Hep beraber ona şirin mi şirin küçücük tahtadan bir kulübe yapmışlar.
Nizam geçimini sebze, meyve yetiştirip bunları satarak sağlıyormuş.
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde… Develer tellal, pireler berber iken… Ben anamın beşiğinde tıngır mıngır sallanırken… Eski zamanlarda güneş, tüm insanlara küsmüş. Artık doğmak istemiyormuş. Sonra da dünyayı karanlığa mahkûm etmiş.
Güneş doğmayınca bir an da her yer soğumuş. Etraf buz tutmuş.
Eski zamanların birinde görkemli bir konak varmış. Bu konakta Berdi Dede adında zengin mi zengin biri yaşarmış. Fakat Berdi Dedenin kimi kimsesi yokmuş. Bayramlarda ziyaretine gelecek ne bir evladı ne de bir torunu varmış. Üstelik mahallelinin çocukları da bu konağa hiç gelmezlermiş.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde eski zamanlardan birinde
ormanın derinliklerinde bir tırtıl yaşarmış. Bu tırtılın adı Tahir imiş.
Tırtıl Tahir’in Kerim adında iyi kalpli kurbağa bir komşusu varmış. İkisi
çok iyi anlaşırlarmış. Fakat Tahir çok yalancı bir tırtılmış. Bu yüzden
Masal masal mat atar. İki tilki ot satar. Bindim deveboynuna. Gittim Halep yoluna. Halep yolu gül Pazar; İçinde tilki gezer.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zamanların birinde dünyamızda sadece siyah ve beyaz renkler varmış. Hani şimdi gördüğümüz sarı, kırmızı, turuncu, mor, mavi renkler yokmuş.