Tarihin Küçücük Evrenindeyim



Bu bir kırılma noktasıysa,

İstasyonda yeşil hattayım.

Hayli rahatsız edici bir hikâyede

Kalabalık yolcular arasında her bir ayrıntı!




Uğurlamaya gelenler;

Bastonlarına dayanmış yaşlı erkekler

Toplumun karşısında işgal edilenler

Bavulları taşımaya yardım ederler.




Bir ara fısıldayan rüzgarın estiğini hatırlıyorum…uyansam!




Atmosferinde hüzün ile ağırlaşmış

Kardeşler,babalar,büyükanneler, amcalar

Kollarında anlam veremediğim numaralar

Şaşkınlıkla bakan,

Anlamadığım bir dilde bağıranlar.

Belkide son defa birbirlerine sarılıyorlar

Daha doğmamış bir nesilden olanlar!




Bin yıllık umudun boşluğunda

Üstelik uykumda,

Alev renginle özdeşleşmiş gökyüzüm

Istırabın ve travmanın kol gezdiği

Acı çeken insan denizinde

Bir çok korkmuş yüz!




Geçmiş ve geleceğe karışmış

Pes etmeyeceklerdi

İtibarları ile kaybedilmiş topraklarda

Yazgıları yaşanacaktı

Yıllar sonra,bu anı

Yargılamanın başlangıcı

Düşecekti mülteci duruma

Sınırlarında kendi yurdunun

Açacaktı tekrar yaraları

Göğüslerde oturan taş gibi yük.




Yaşama arzusu uğruna

Özgürlüğü geri kazanmak,kurtulmak mı?

Ya vatana geri dönmek?

Diğer yandan ölüm makinasına dönmüş olmanın rahatsızlık duygusu?




Camdan dışarıyı görmeyen gözlerle

Uyansam birazdan hava aydınlansa

Hep karışık duygularımın tarihçesi

Düşüncelere boyun eğmişliği,

Ya savaşın zalimliği ve işgalin etik yapısı!




Tarihin küçücük evrenindeyim

Soykırımı gölgelerinin tam da ortasında

Kayıp bahçeler olarak hatırlansın bu şiirim.





İlknur Yıldırım

17 Haziran 2022

İzmir’den…
www.kafiye.net