DİYELİM Kİ!


Diyelim ki sevdiklerinizin kaza veya ölecek haberini aldınız…

O anda içinize bir kurt düşer yüreğinizi kemirir, kelimeler o anda boğazınızda düğüm olup genzinizi yakar ama size verdiği acıya rağmen,bir türlü çıkışı bulamazsınız…

Titrerken,” Ne oldu?”sorusuna sadece “Babam,” “Annem,” veya “Kardeşim,” diyebilirsiniz.Üstüne birde sizinle konusşmazken ölmelerini istemezsiniz. Ölümü düşününce gözyaslarınız boğazınızdaki düğümle çözülür.İçinizdeki sıkıntı,bir şekilde başlarına bir şey geldiğini ispatlamak istercesine artar.

Bir başkası”BABA! BABAM!” diye feryat ettikçe siz dönüp kalırsınız, gözyaşlarınız bile donup kalır.

“Hemen ümitsizliğe kapılma” diyerek sarılsalarda , sığınıp ağlamaya başlarsınız yeniden.Ruhunuz öyle yorgun ve yalnızdır ki biraz olsun ümit edebilmek göz yaşlarınızı çözen şey olur.Ortalık ana baba gününe dönmüş,kalabalıkta herkes bir oyana bir bu yana gidip gelir.Sadece yakını olanlar tıpkı sizin gibi oturmuş,gõzlerini yere dikmiş bekler, herşey yolunda gitsin diye Allah’a yalvarır.

Önünüzden geçenler durdurup konuşmaya başlar.”Durum ne? Yanına oturan sarılır.O gün olan herşey çok fazladır…

İnsanoğlu, nasılda hafızası zayıf bir varlık.Bunu ve daha nicesini nasıl unutur,yoksa unutmak mı ister?

Hiç tanımadığınız biri için dökülen gözyaşları içinizi yakarak aktı mı ailesinin feryatları gõğü delerken!

Duygusal anlamda çok dolu olduğumuzda Rabbimizle uzun uzun dertleşmek isteriz.

Allah, her zaman bizimle ve içimizden geçenleri bilir.
Sevgimle.



İlknur Yıldırım

17.06.2021

İzmir’den…

www.kafiye.net