SELAM!
Asr-ı saadetten doğan o iki hece;
Aydınlandı bir sesle; asırlık gece. …

Selâm: ulviyet, esenlik, güven, selamet,
Yürekte bahar, serde doğru istikamet…

Eşref-i mahlukatın dilinde zikirdir,
Kıldan ince, elmastan keskin fikirdir.

Bir süt misali dökülür dudaktan, selâm;
Değerine paha biçilmeyen bir kelâm.

Selâm; arşa eli değen bir nurdur,
Verene, alana rahmet hem onurdur.

Selâm sevda mevsiminden bir kuştur,
Selâm almayanın tüm yolları yokuştur.

Yakuttan da safir, konar yüreklere,
İçer de o mânayı; süzülür göklere.

Selâm yürekleri arındırır riyadan,
Emanettir bize o Resul-i kibriya’dan.

Yürekler ki o sesle ipek ipek dokunur,
Her kelimesinde o yarin ismi okunur.

Selâm; o sevgiliyle vuslat vaktidir,
Belki bu, Rabbimizin bizimle aktidir.

Benden çıkar, senden yansır semaya,
Verir bir elini güneşe, bir elini aya.

Selâm; dilde inci, yürekte maya,
Çıkar arşa, nur olur iner dünyaya.

Selâm size, selam Hakkı görenlere,
Selâm olsun, güllere, yedi verenlere…

Saffet Çakır
www.kafiye.net