İzmir’i Özledim

İzmir’i özledim.
Denizi de beni özledi.
Çünkü benim kadar,
Kimse “o”na hayranlıkla,
Bakan olmamıştır.
Yani bakışlarımı özledi.
Ve
İzmir Konak’ta gün batımı izlemeyi,
Bir de martılara simit atmayı,
Çingenelerden gül alıp,
Onlarla sohbet etmeyi,
Denize gül atmayı özledim.
Ve
İzmir’de eşsiz gülüşümü,
Konak’tan vapurla Karşıyaka’ya geçmeyi,
Karşıyaka’da dostlarımla,
Fasıl eşliğinde, sohbet dolu gecemizi,
Çocukluğumun izlerini özledim.
Ve
İzmir’i gelin tacı gibi, süsleyen,
Işıkları seyretmeyi,
Hele yakamozlara bakmayı,
Basmahane’de hayvanat bahçesinde gezmeyi,
Maymuncukları fındık, fıstıkla beslemeyi,
Kısacası ben İzmir’i çok özledim.
Ve
Ruhum şu an İzmir’de geziniyor.
Bedenimse üç, dört güne kadar, İzmir’de olacak.
Ruhum bedenime kavuşup, dehlizlerden kurtulacak,
Ve
Kısaca İzmir’e özlemimi anlatmaya çalıştım.
İzmir’i anlat deseniz anlatamam ki;

Çünkü…

İzmir aşka benzer, anlatılması mümkün değildir.
İzmir anlatılamaz, sadece aşk gibi, yaşanılır…

06/09/2013 23:51 de
Bilgehan Emirşanoğlu
www.kafiye.net