SERENAT!

Kuşlar ağlıyordu bir seherde,
Sebebini çözemediğim
Bir içli türküydü hayat.
Her doğan günki bir gözyaşına gebeydi
Ağlardı kuşlar her gün batımında
Zulmün siyah ellerinde kalkarken kadehler.
Ruhum ki vurulan bir ceylandı
Yada mecnun diyarında bir sokak ortası.
Yüreğim ki umutları çalınmış
uçurtması vurulmuş bir çocuktu çöllerde…

Her kadın içimde bir selviydi
Semâya yükselen
Kanat çırpıp güneşle gelen.
Senmiydin bilmeden kapımı çalan
Bir gece vakti
Elleri kan gülü kokulum!
Olmadı benim okulum
Oyuncaklarım olmadı hiç.

Annemin toprak kokardı elleri
Doğuda buğday tarlalarında
Nevşehirde patates bahçelerinde.
Çiçek kokardı avuçları çukurovada,
Adana da ter kokardı alnı hep ak.
Babamın bir türküsü vardı
Çoruh nehriyle çağlayan
Bayburt dağlarından kopan
Bir sevdası vardı ülkem kadar.

Yazgının direnişine başkaldırı resitali bu
kutsaldı göz yaşım bir yakup misâli
Bir feryadım var benim şimdi
Kuşların sonsuz çığlığı kadar.
Ah sevdiğim!
Bir sevda şarkısıydı dillerin,
Çöllerime akardı
Nil nehrini içen o gözlerin.
Bir kedim olmadı benim,
Nede yolumu bekleyen bir sevgilim!
Sevda kaldı kıskacında akrebin.
Küela kuşlarının kırmızı gagasında kaldı
Öksüz umutlarım bir su damlası kadar.

Akrebin gönlünde gül açmaz sevdiğim.
Kanadı kırık kuş uçmaz sevdiğim.
Ben ağlardım belli etmezdim
Gözyaşım vardı benim Fırat misali
sevda nehrine dökülen.
Babilin asma bahçeleriydi yüreğimde talan edilen
İbrahimdi hala mancınıkla ateşlere atılan
Yusufun rüyasıydı zindanda yarım kalan
Aşkın bir anlam kırılmasıydı belki bu
Bir züleyha ağlıyor şimdi yüreğimin enginlerinde.

Hayat bir serenat misaliydi
Ölüm düellosuna son senfonisini çalan
mavi düşleri yarım kalan…
Yılanın vicdanında şimdi kumrular.
Tilkilerin dünyasında aslanlar köle
Bir yağmur damlası düşmedi çöle.
İntifada çatlamış dudaklar
Dünya böyle gelmiş, gider mi böyle?
Benim lügatimde kelimeler bitti
Ey sevgili bir şeyde ne olur sen söyle!

Saffet Çakır
www.kafiye.net