KAN GÜLÜM

Zulmün dehlizlerinde kalkarken kadehler,
Damlar yüreğime mazlumların gözyaşı.
Şarapneller altında ağlayan çocuklar
Kan gülleri kokan cennet yüzleriyle,
Kar beyaz bir ölümün kollarında yüzerler.
Sırtlanların utanacağı tarih önünde,
Yerküreye unutulmaz tabloları çizerler.

Ey gönül aynasında kendimi gördüğüm çehre!
Bir kan gülü misali düştün bu ölgün şehre
Yoğur gül kırmızısı ellerinle ateşten zamanı
Çile avuç avuç kan düşmeden bu özgür nehre…
Bil ki eritir zulmü gözlerinde ki yakut ateş
Ağlar seninle bulutlar, hicap duyar güneş.
Üzülme, erir bir gün karı sarp dağların!
Adını kangülü koydum bil ki baharın…
Yıldızlara adını yazdım kan kokulu gülüm!
Şimdi utanır, önünde diz çöker ölüm…

Sen kan gülüm düştüğün yerde ilkbahar!
Yeşerir yarınlara meftun mevsimlerin
Boy verecektir elbet ölümsüz çiçeklerin.
Kokuların yayılacak arza ve göklere de
Bir şafak tutmuş gecenin yakasından
Yıkayacaktır elbet bir kuytu derede…

Şimdi zambak zamanı nerde uçurtmaların?
Bak takılı kanadına baharlar, turnaların!
Cani ve canavarlar çıkarsa da dişini;
Seni bekliyor gelincik yüzlü yarınların.
Artık diz üstü sürünme yeter kan gülüm.!
Kalk, fırlat hayallerini Sema’ya korkma!
Artık özgürce uçsun uçurtmaların…

SAFFET ÇAKIR
www.kafiye.net