İMBATIN GETİRDİĞİ

Öyle bir yaşam düşünün ki, bu yaşamda “evet, benim istediğim, benim yaşamak istediğim, benim bundan sonra duygularıma, sevgime ve düşüncelerime katacak ifade olamaz, buna binlerce şükür.” dediğiniz an vardır. İşte o an gelmiştir ve doya doya yaşamaya başlamışsınızdır. İşte o anın anlatımı, konuşulması bitmiştir artık. Sadece o an geldiği için yaşamınızda o anın tadını yudum yudum, ağır ağır alırsınız.  Hem öyle bir alırsınız ki, bu mutlu anınızda hele bütün sevdikleriniz, dostlarınız da yanınızda ise değmeyin keyfinize artık. Doğrusu sizi hiçbir olumsuzluk, olumsuz düşünce hüzünlendiremez. Üstüne üstlük mutluluğunuz daha da kuvvetlenerek sizi daha güçlü, daha dinç ve dimdik ayakta tutar.

Sevgili dostlarım. Dün akşam yıllardır unuttuğum, bir türlü fırsat bulamadım, şahit olamadığım, beklide benden kaynaklanan beş yıl gibi böyle yerlere gitme fırsatı olmadığı için midir yoksa gittiğim iki üç tane düğününün bana tattıramadığı bir mutluluk tablosunun yeniden yaşanmasına ve beni de duygulandırmasına şahit oldum. İzmir Körfezine özel olarak esen o imbatın getirdiği esintili duygular gerçekten beni çok hoş duygular içerisinde bıraktı. Hani bazen denir ya; sevdiğinize, sevdiklerinize duygularınızı anlatamazsınız. Kelimeler anlatacaklarınızı sınırlar ve siz o andan itibaren “ sadece gözlerime bak ve duygularımı orada nasıl yaşadığımı gör, şahit ol” dersiniz. İnanın dün akşam aynı şeyi yaşadım ve sözcükler dilime geldi, kaleme alayım dedim ve o an kalemi bile kullanmak istemedim. Sadece mutluluk tablosu içerisinde beni de aralarında görmekten büyük mutluluk duyan Tuğba- Uğur çiftinin; neşesi, eğlencesi, duyguları bol olan düğününde imbatın da etkisi ile kendimden geçtim doğrusu.

Evet dostlarım. Tuğba, beyaz atlı prensine kavuşmanın; Uğur ise Pamuk prensesine kavuşmanın mutluluğu içerisinde gerçek yaşama bütün akrabaları, dostları ile birlikte beraber adım atarken, sanırım umdukları o mutluluğu yakalamışlardır. Onların o mutluluk yüklü duygularının bana yaşattıkları o duyguları bende sizlerle paylaşmak istedim. İstedim çünkü uzun zamandır böyle bir mutluluk tablosu içerisinde yer almamış ve ya alamamıştım. Çünkü apayrı duygular içerisinde ve bambaşka bir dünyanın içerisinde tattım o duyguları. İzmir Körfezini terastan seyrederken, imbatın da yardımı ile mutluluğum bir kat daha arttı doğrusu. Bana o mutlu anı yaşattıkları ve benim gibi diğer dostlarıyla paylaştıkları için Tuğba-Uğur çiftine tekrar teşekkür ederim.

Son olarak şunu söylemek isterim dostlarım. Dün akşam iki ailenin yıllarca emek harcayarak büyüttükleri, gözlerinden bile sakındıkları iki genç vardı. Bu iki genç için harcanan o emekler bir mutluluk tablosu ve yeni bir yuvanın açılması ile yeni yaşam çizgisine dönüştü. Her iki ailenin de çocukları üzerinde büyük emekleri vardır mutlaka. Ben, bu emek üzerinde değil; bu emeği son ana kadar beraber ve birlikte paylaşan ailelerin bir birleri ile o kaynaşmalarını; bir birlerini büyük mutluluk ve dostluk kavramı içerisinde kabullenmelerini gördüm. İki aile akraba olmuş ve iki genç sayesinde aile biraz daha akrabalarla genişlemişti. Ben, genişleyen bu ailenin mutluluğa, yeni yaşama atılan adımda beni de aralarına aldıkları için teşekkür ederim. Allah tüm ailelere böyle mutluluğu sonsuza kadar yaşamayı nasib eylesin.  Bu arada pırlanta gibi çocuk yetiştiren bu iki ailenin de mutluluklarının daim olmasını, emeklerinin çok değerli olduğunu, bu değerlerinin meyvelerinin dün akşam karşılığını aldıklarına şahit oldum. Mutluluklarını yüzlerinde gördüm, bu mutluluğun daha da kuvvetli bağlarla sağlamlaştığını söylemek isterim. Gökten üç elmanın sihrini görmenin mutluluğunu dün akşam yaşadım. Teşekkürler Tuğba-Uğur çiftine. Teşekkürler ailelere. Teşekkürler bu mutluluğu paylaşan, akraba, arkadaş ve dostlara. Teşekkürler… teşekkürler…teşekkürler…

İzmir / 31.07.2005
Hüseyin  DURMUŞ
Emekli Edebiyat Öğretmeni
Şair Yazar
www.kafiye.net