Çeşmede Gün Batımı

Çeşmede yine bir gün batımı
Karşıda yunan adaları
Bir kurşun atımında.
Ben eriyorum sevdiğim
Çeşmede her gün batımında…
Güneş sarı saçlarını son kez tararken,
Gümüş tepelerde son nöbetinde
Altın sarısı gibi, gözlerime çakılı,
Yerinden oynatır gibi akılı.
Gitmek bilmiyor güneş çeşme tepelerinden,
Anadolu topraklarına doymamış gibi bakıyor.
Eriyor da sanki yüreğime akıyor.
Sensiz güneş bile üzgün sevgilim
Gitmek bilmiyor, gitmiyor işte!
Çeşmede gün batımı bitmiyor işte.

Dalgalar üzerime geliyor tutunmak için,
Çeşme körfezine sarılırcasına
Öpüyor dalgalar sahil boyunu,
Bu sevda gözlü, yağmur saçlı sevgilinin oyunu.
Şimdi sen ya gurbette, ya Ankara’da
Bir avuç tuz basılı bıraktığın derin yarada.

Deniz üzerime geliyor sarılmak için,
Bu güneş bu deniz beni bırakmıyor ah yarim!
Seni unutturmuyor bu güneş bu deniz.
Ah! Orta boylum, al yazmalım
Yüreğimin yangını Ispartalım.
Sensiz çeşmede yine bir gün batımındayım,
Bir avuçluk can atımındayım.
Güneş içiyor yüreğimi derinden,
Doğar mı güneşim gözlerinden?
Şimdi nerelerdesin kim bilir?
Şarkılarım doğar şiir gibi sözlerinden.
Bestesi yankılanır gün batımında,
Aşk mavisi çeşme körfezinden…

Güneşin saçlarına banmış dalgalar!
Öksüz gibi raks ediyor çeşme koyunda
Ne sevdalar gizli, ne gizemler var bu oyunda!
Dalgalar sarhoş gibi yalpalıyor,
Kafe de bir yunan müziği çalıyor
Çalıyor da kulaklarımda kalıyor.
Güneşten bir altın yol çizili karaya,
Ellerini sür yeter meleğim,
el değmeden açtığın yaraya.
Yürümek geliyor içimden güneşe doğru,
Denizin üzerinden dalgaları tırmanarak,
Tutunmak istiyorum güneşe, bir sevdayı anarak.
Güneşi gözlerime doldurup kanarak,
Bir çeşme akşamında,
Gün batımında yanarak…

Ah sevdalım yine yoksun!
Güneş seni alıp götürüyor sanki,
Güneşe takılıp kalıyorum can havliyle
Güneşi gözlerime hapsettim bırakmıyorum.
Güneş gözlerimden giriyor yüreğimde eriyor.
Damarlarımdan süzülüyor sevdiğim.
Şimdi bir hicran yarasıyla sızlanır dururum,
Gün batımında eriyerek, sensizlikte kaybolurum.
Güneşe takılıp yine seni sevdiğim
Bir gün elbet bulurum.

Güneş yalarken dalgaların yüzünü,
Başlar çeşme akşamlarında, bir sevdanın hüzünü.
Yakamozların kıvılcımları gözlerime sıçrıyor,
Bir kedi akşamüstü kıvılcımları topluyor.
Güneşe doğru uzanan altın sırtlı dev balık,
Yüreğime bir sevdayı saplıyor.
Gözlerime damlayan damla gözlerin, damar, damar vücudumu kaplıyor.
Güneşe uzattığım ellerim üşüyor
Adın harfleri gözlerimden düşüyor.
Çiviledim güneşe adımla adını,
Sen hayatımın bir tek kadını.
Ah yarim, seni unutturmuyor,
Çeşmede her gün batımı…

Ah..! sevgilim birazdan güneş batacak;
Ben dipsiz uçurumlarda peşine düşeceğim.
Güneş seninle gitti, gelmez gayrı
Kim bilir kaç asır sonra doğacak.
Sen yoksun, güneş öksüz, deniz yetim.
Bu matem beni boğacak…
Ah yarim, ince sızım!
İçimde açtığın boşluğu,
Kimse dolduramayacak…

ÇEŞME – 25 mart 2010 – 17.15
Saffet ÇAKIR
www.kafiye.net