ANKARA

Usulcacık yağmur dokunur,
Utanmış sokaklarına bugün.
Ne çok gelen olur sığınmak için sana!
Ne çok giden olur senden bakmadan arkasına!
Halbuki  başa çıkarsın herkesle,
Vurdumduymaz bir çocuktun sen Ankara!

Gönlümün başkenti vurgun mu yedin?
Nedir bu sessizliğin?
Sanki masumiyetini yeniden istedin?
Bende sana koşarak geldim!
Kimi sende akrabalarını buldu?
Kimi hayatını, kimi gençliğini!
Kimi de hiç büyütmediği çocukluğunu!

Öyle bir şehir oldun inadına yürüdün dikenlere!
Kafa tuttun yalnızlığımın başkentine!
Ruhuma sokulan umutlarım oldun!
Hiç solmasın diye beklediğim çiçeklerim!
Sebepsiz mutluluklarım oldun!
Çocuklar gibi ağlayabildiğim!
Bazen büyüdüğümü anladığım tek yer!
Bazen ne kadar yaşayacağını bilmediğim yer!
Sonra yağmurunda ısladın beni!

Yaşattığın acıları gözyaşlarımla silebilmek için,
Gülümseyebilmeyi de gösterdin ansızın!
Herkes terk edilmiş hayallerini satıyorken,
Sen satma diyebilen oldun!
Kimi zaman bir öğrencinin son parası!
Kimi zaman büyük bir şehir!
Kimi zaman kabul olmayacak dediğim duam!
Kimi zaman sevdiğim insan!
Kimi zamanda küçücük umutlarım oldun!
Ankara oldun!

Anlara sığmaz kara bulutları unutmaz,
Hem sıcacık,  hem bir o kadar aşık.
Sanki eteğimi süpüren sonbahar,
Sanki gökyüzünü boyayan yıldız,
Cebimde kalan son param,
İçinde sığındığım dünyam.
Ankara’m oldun hepsi bu!

Kardeşimi buldum sende,
Denizsiz limanlarım oldun!
Yüzmeye çalışan umutların,
Bir bir hayatına giren her an,
Bazen çirkin bazen güzel,
Bunları bir arafa koyabilen tek yer!
Ne terk edildiğini anladın,
Ne terk ettiğini.
Kim sır vermişse tuttun belki bundan çok savruldun,
Gece başka, gündüz başka.
Her güler yüzde bir Ankara!

Bazen kar, bazen yağmur,
Bazen aşk, bazen telaş!
Hayata tutunduğum dalım!
Hem anım, hem kara bahtım!
Bazen çocukluğum,
Bazen gençliğim,
Bazen aşklarım,
Bazen telaşlarım,
Bazen de sırlarım!
Sen benim gönlümü soydun!
Bende suç ortağın oldum!
Gidemedin, gitmedim Ankara!

Ne çok sevenim vardı senin gibi,
Ne çok sevmeyenin!
İkimizi de birbirinize bağlayan,
Ne vardı ki anlamadım!
Ama şimdi anladım,
İkimizde yalnızlığın başkenti sırdaş, arkadaş, kardeş!
Ve ikimizde bir o kadar uzak!
Düşünüyorum da bazen Ankara,
Bu kadar kalabalıkken nasıl yalnızsın?
Konuşsan neler anlatırsın ama konuşamazsın?

Gülcan KORKMAZ
www.kafiye.net