TÜRKAN

Dalgalanırdı rüzgara bıraktığın saçların,
Sanki onlarda kaybetmişti yönünü,
Işıl ışıl parlıyordu gözler.
Bazen zalimce bakar kalbime ok fırlatırdı,
O kadar güzel bir kızdı ki Türkan.

Boyundan büyük umutları vardı,
Bazen uzaklardan seslenir yalnızlığımı bozardı,
Bembeyaz elleriyle yeni umutlar tutardı aklından,
Bilmezdi ki kendi hangi aşığı köle etmişti kendine,
Gülerdi inci dişiyle bizim Türkan.

Ufak tefek bir kızdı ama,
Öyle bir asaleti vardı ki,
Gölgeler bile güneşinde duramazdı,
Merhametli şefkatli çocuk kalpli,
Dikenler bile batmaya kıyamaz o denli,
Sonra büyüdü bizim Türkan.

Kirpiklerine yaş değdi büyüdü,
Geceleri rüyalarına saklanarak uyudu,
Kimi seveceğini seçemezdi küçük kalbi,
Bir gün istemese de ona tutuldu,
Çok sevdi hem de çok,
Solmadı gözlerinin feneri bir kışla,
Ne fırtınalar gördü elleri,
Kaç defa ayazda kalkdı yüreğisi çığlıklarını yuttu.

Gözleri her gün pınar oldu,
Türkan, bizim Türkan çok gururluydu,
Geceleri yalnızlığına basmadan uyurdu,
Kaç limana gitti savruldu yüreği,
Kim bilir hangi acıları göğüsledi,
Kaç şarkıyı fısıldadı içinden bilemem,
Bildiğim bir şey var güzel Türkan.

Yüreğine hiç yas değmesin,
Matemin gökyüzünden hiç düşmesin,
Sen sevgiyi sevgiliye öğretensin,
Güzelliğin güzel yüzünden düşmesin,
B
ir gün üşürsen hayallerini sat bana ısınırsın,
Bir gün gelirsen yanıma asla yalnız kalmazsın,
Bir gün yalan söylersen eğer,
Gözlerime iyi bak yalanların bana kalsın,
Aşkı anlamak için daha iyi bir yer bulamazsın,
Türkan bırak kalbin kalbime buyursun.

Kapını hiç kapatma gözyaşın kurusun,
Saçlarını öyle dağıt ki rüzgara,
Kuşlar benden sana selam uçursun,

Gülcan  KORKMAZ
www.kafiye.net