Gönlün Köşesiz Avuntusu





Ne garip?
Burası ırmak kıyısı değil..

Kalbimde avuntum

Boyun bükerim

Düş biriktiririm

Düştüğüm yerde

Karanlığın karası bir yolculuk ..




Bu şeker denizin ucu bucağı yok!

Gecenin üçünde boğuk bir ses

Yine sancılandı

Sözler susuz birazda aç

Gece semavi nüktesiyle

Sevdamın sesini büker

Belki bir gök veya derin bir denizim…Özlem dolu

Dilime düşen efkâr aldı gidiyor

Kırık kanadını sürüyor

Harflere dökülmenin eşiğinde

Biçare!




Define olsa aklım,

Bilgeliği öğretmekte onur veren,

Malum yerlere koydurmuyor

Müşkülleri oynatıyor

Çözmede iki dizim

”Ya Rab” diye zikrettiği yerden ararım



Niçin böyle içtenlikle soyutlandım

Dünden,yarından

Yerin altı mahzenken

Hayat içinde saklıymış her kabahat

Neye dokunsam ölümüne masmavi

Sanki içi yanmış

Bir türkü ruhumu selamlamakta



Yüreğim sen bari alınma

Bu içtenlik dışıyla çelişkili…

Senin için ruhum derim

Bedenim çıtkırıldım yolda kalmış

Gizli bir remiz ile söyleyivermiş

”Şuncağız yazgım katre gizemli

Çağrılacağı zamanı gözetlemeye koyulmuş

Kendinden habersiz sarhoş …abdal

Daha temmuz sıcağını görmemiş,pişmemiş..”

Gönül gözüyle uykuya varıp

Kanatlanmak daha bir güzel…

Uyurgezer tonda mahmur edala bekler

Pusuda bekleyen hüznü saymakta bir el

Bile bile

Giderken önden gider

İliklerinde duymasın kıyameti

Dönüş vaktinden önce düşer

Kamçılı sorgusuna…



İlknur Yıldırım
www.kafiye.net