şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
SINIFLANDIRDIK
Kimdik biz, insandır öyle değil mi? Peki
insanların insanlığından ne kaldı geriye? Sınıflandırdık da sınıflandırdık.
Geriye ‘mükemmel’ insan modeli kaldı. Dış görünüşü en güzel olanı, en yakışıklısı
mı kaldı sizce? Hokka burun, renkli göz, dolgun dudak, uzun kirpik, mükemmel pürüzsüz
bir cilt, dolgun kalça, büyük göğüsler, iri iri kaslar, ince belli, zengin,
arabası, evi olan… Ve daha sayamadığımız “kusursuz” olarak adlandırdığımız sınava
soktuk herkesi ve eledik de eledik, eledik de eledik. Geriye ne kaldı, koca bir
sıfır. Kimseyi bütün kriterlerin olduğu bir kefeye koyamayız zaten.
İnsan aslında kusurlardan yaratılan bir kusursuzluk değil midir? Kalbi kirli
bir insanlar en fazla ne kadar sohbet edebilirsiniz ki. Sırf görünüşü için
sohbete davet ettiğin kişi buna değer mi? Karşındakinin ambalajına bu kadar önemli
mi verilir? Fark edilmeyen ve aslında var olmayan hayal kırıklarıdır bizi ‘güzellik’
algısına sokan. Önemli olan kendine nasıl gözüktüğün değil midir? Kendini nasıl
mutlu hissediyorsan o olmalıdır aslında dış görünüşün. Başkaları için giyinip
kuşanmak fazla yorucu değil mi sizce de? Siz de kendinizi herkesin gördüğü güzellik
kurallarının içine sokmaya çalışırsınız. Aslında kusursuz olmaya çalışırken
kendi canımızı çıkartmaz mıyız? Sen herkes gibi olsan da insanlar yine konuşacaktır,
yine eleştirecektir.
Ben farklı olduğum herkes gibi olmadığım için dışlanırım değil mi? Ama derine inersek farklıdır ki herkes ve sadece dış görünüşü diğerlerinden tuhaf olan dışlanır çünkü onlar herksin kendini mükemmel kefesine koyduğunu kendine yapmaz. Fakat onların ben böyle mutluyum deme hakları bile yoktur. Herkes ne yaparsa onları yapmalıdır dayatmasına maruz kalır çünkü şu bir kerecik kendi için geldiği hayatta. Kendini kusurlarınla güzel hissetsen bile başka insanlar sırf sana tuhaf bakmasında diye değişmek kendine yapılan en büyük haksızlık, saygısızlık değil midir?
Ten rengi çok mu önemlidir? Siyah, beyaz, alaca… Neden sadece ten rengi ‘normal’ olsan insanlar diğerlerinden birkaç adım öndedir? O zaman siyahlar, alacalar ve dahası insan değildir, kendilerini topluma kabul ettirmek için tek renk ve ‘normal’ insan renginde olmak gerekir öyleyse. Başkalarını ne gördüğü neden önemlidir ki bu kadar? Asıl olan şey kendini
mutlu
görmek değil midir? Kendini olduğun gibi sevebilmek insana bahşedilmiş en büyük
lütuflardan değil midir?
Peki ya ailenin sana, biz sana alıştık
ama başkaları seni garip karşılayabilir sözü; Türkiye’nin eğitim sisteminden
bile berbat, adalet sisteminden -şuan ki sembolündeki terazinin bir fesinde
zenginlerin ve erkeklerin ağır bastığı- bile daha adaletsiz değil midir? Sana
karşı herkesin düşündüğü umurunda olmasa bile, aile herkes değildir ki. Bakış açılarını
gram değiştirmeyip seni veya bir başkasını ‘güzellik’ algısına göre eleştirmesi
ya da bunu sana da işleyip önyargı oluşturmaları aslında asıl olması gereken şey
midir sizce?
Ben herkes gibi olmak istemiyorum. Belki
alca bir rengim var, belki ileride bir gün veya şuandan itibaren hayatıma kimse
girmek istemeyecek, belki kimse benim yanımda olmayacak, belki beni dışlayacaklar.
Başka insanlar çok mu önemli sanki. Ben böyle güzelim. Bir başkasının ne dediği
şimdiye dek umurumda olsaydı, dinimden vazgeçer açardım başımı; bundan ilerisi
mi var? Anlamadığım şey ben mutluyken başkasının benim yerime üzülüp, ya tatlım
sen bir tuhafsın, tedavi olsana demesi. Ben hastalığımı bir savunma sistemi
olarak görüyorum. Beni gereksiz ve boş insanlar koruyacak olan mükemmel bir
sistem. Bu hastalığa bakmayıp beni olduğum gibi kabul eden insanlar yer alıyor
hayatımda. Zaten beni sırf tenim yüzümden sevmeyecek insana falan da ihtiyacım
yok. Bu sistem işte beni bunlardan koruyor.
Şu hayatta çok az dostum var benim. Beni olduğum gibi kabul eden ve dış görünüşüme göre yargılamayan, açık kapalı, tek renk iki renk ya da güzel çirkin diye ayırmayan; beni bu saçma “kusursuz” sınavına sokmadan seven insanlar. Başka bir kişinin çok bir önemi var mı? Hayatıma giren insanları bu sistemle seçiyorsam eğer. Eğer bu sistemi kaldırdıkları an, gözü dış etmenlerden koruyan kirpiklerin döküldüğü gibi çıplak kalırsa göz kapaklarım. Belki şuan yere sağlam bastığım ayaklarım, sistemin çökmesi ile birlikte kayarsa.
Bir
yerde okumuştum. Arkamdan konuşurken benim gibi aciz bir varlıktan
korkuyorsunuz da, evrenin yaratıcısından korkmuyorsunuz, diye. İşte insan bu
kadar gaflet içinde bir varlık.
Belki insanların kusursuz sınavından geçemeyeceğim
fakat mücadele içinde olmayıp kendimi eleştiremeyip kendimle barışık olacağım.
Aslında hiçbir şey insanın kendiyle barışık olmasından daha güzel değil ki.
BU BENİM, BENİM HAYATIM, BENİM
KARARLARIM VE BEN HER HALİMLE GÜZELİM, NOKTA.
Sıradışı bir insan
21.05.2021 Cuma / Biga
Zeynep Doğan
www.kafiye.net
huseyindurmus
Mayıs 21st, 2021 12:43
Sevgili yeğenim; çok harika bir anlatı, çok güzel değerlendirme ve kendini özgürce açıklaman çok harika. Seni tebrik ediyorum. Allah; kalemine, yüreğine, bileğine güç kuvvet vermeye devam etsin.