DOĞMAK ÖVGÜDÜR.

Bölüm 8.

Kamran yetimhanenin kapısından çıktıktan sonra kalbinde bir pişmanlık hissi yaşadı. Bir ayak ilerliyorsa, diğer ayak geri çekiyordur. Gökyüzünün yaşı, Lala ‘nın kini ve Ami’ nin dertli gözleri gözlerinden gitmedi. Bazen avucunu açıp lalenin eline sıktığı nişan yüzüğüne bakar, ne yapacağını bilemezdi. Her adıma dönüp baktı ve ya nişanlısı ya da annesi peşinden gelip onu iade etmek isteyecek diye bekledi. Ve kalbinde kendi konuşuyordu.

– Ne yaptın Kamran? Seni büyüten, seni yıllarca canından çok seven anne ve babanı bırakıp hiç görmediğin annenle gidiyorsun.

Bayan Ms. Tarana Kamran ‘ ın düşünceli görüşlerini büyük ustalıkla okuyordu. Oğlunun kolunu tuttu ve dedi ki.

– Oğlum, üzgün müsün?

Hadi evimize gidelim ablanı kardeşini görelim O zaman doğru yolu seçtiğini bileceksin. Kız kardeşin varken neden yalnız kalıyorsun?

Sonra kendini yağ olarak ortaya koymak için, yürek burkan sözler söyledi ve Kamran ‘ ın kalbinde kendisine merhamet uyandırmaya çalıştı.

Bayan Ms. Tarana ilçede yaşadı. Kamil adında bir adamla evlendi ve iki çocuğu oldu. Kamil çok merhametli, fedakar ve mütevazı bir insandı.

Tarana ‘ nın bu adımını defalarca engellemeye çalıştı ama sözünü tutamadı. Çünkü ebeveynliğin ne kadar gerçek olduğunu iyi biliyordu.

Roadboy Kamran, arabanın camından dışarı bakıyor, Ms. ‘ yi duymadı Tarana ‘ nın sözleri Tarana konuşuyordu, kendini kürsüye çıkarmaya çalışıyordu. Yıllardır seni aradım oğlum, sen bilirsin nasıl üzgün olduğumu.

Sen doğduğundan beri babam bizi terk etti. Çok acı çektim. Ben çalışıyordum ve sen tek başına ağlıyordun. Seni yetimhaneye koyarsam, yaşamaya koyarım.

Kamil kapıya ilk giden oldu. Kapıyı açar açmaz durdu ve Tarana ve Kamran ‘ ın yüzüne baktı. Görüşleri Kamran ‘ ın gelişinden memnun olmadığını açıkça gösteriyordu. Buna rağmen kendini toparladı ve Kamran ile tanıştı ve ağırladı ve evine davet etti.

– Neriman nergiz nerdesin Tarana kardeşini getirdim diyerek odasının kapısını çaldı. Çocuklar odadan çıktıklarında ilk anneleri ile tanıştılar. Sonra da Kamran ‘ ı yabancı bakışlarla filtreleyip dokundular.

Neriman kardeşine sarılsa da Kamran ondan doğmadı.

Kamran kız kardeşi ve erkek kardeşine ısınsa da, anne ve babası ve nişanlısı Lala gözlerinden ayrılmadı. Telefonunu aldı ve Lala ‘ yı aramaya çalıştı ama aramadı.

Çünkü Lala gittiği günden itibaren numarasını kara listeye aldı.

Günler geçtikçe kamranın can sıkıntısı arttı Yerli annesi Tarana Khanum elini saçlarında gezdirse de Samayan ‘ ın eli,

Sarılsa da kollarını değiştirmedi. Kamran bu eve ait olmadığını hissetti. Bu evde büyümediği için bu annenin ninnisiyle yattı torunuyla uyanmadı.

Her gün Gökyüzü ve Ami ‘ nin torunu ile uyanan Kamra, zaten ya kız kardeşinin kavgası ya da üvey babasının öksürüğü olmuştur.

Bir gün Kamran uyandı ve babasına Aminnnn demek istedi. Babasına yalvarır, ondan özür diler ve tekrar kabul ettiğini öğrenirdi. Ama, aramaya bastığımda, operatörün sesi duyuldu.” Bu numaraya çağrı yok, telefon ya kapalı, ya yabancı çevrede.”

Kamran telefonu kapattı ve yüzüne yattı ve dönmeye başladı. Babalığı bu anda komşu odadan Kamil ‘ in sesini duydu. Karısını çizdi, dans ederken sesini yükseltti.

– Ne kadar şerefsiz bir kadındın Tarana. Gittiğinde oğlumun beni aradığını söylemiştin, gidip görüp geleceğim. Ama o gitti ve kendini getirdi. Onu yetiştiren anne babayı hiç düşündünüz mü? Senin hiç Tanrın yok mu?

Hala oğlunu söylemiyorum. Senin kadar nankör.

Tarana kendini ayağa kaldırmak için sesini daha da yükseltti.

Kamran ‘ a olan adım adım tavrını görüyorum. Seninle yetimhaneye gittiğimi hatırlıyor musun? Evlat edinildiğini söylediler. Adresi sordum vermediler

Kamil elini masaya çırparak söyledi.

Evet hatırlıyorum. İyi de ne yaptın yine yetimhaneye gidip yalvardın mı çocuğunu geri istedin mi? Hayır! Hayır! Hayır! Hayır!

O çocuğu o kapının önüne bıraktığında kadın, anne sevgisini kalbinde bıraktın. Sevgisini veren anne evlat doğuran değil anne sayılır. Bu aşkı uzun zaman önce kaybettin. Tarana kocasından duyduğu bu sözleri sindiremedi, sesini daha da yükseltmeye çalışıyordu.

Ve Kamil diyordu ki. Tanrı ‘ ya sahip ol, günahı suçlama. Bu çocuğu atmak günahtır, bu yaşta annen babandan aldığın günahtır.

– Kamran oğlum diye bağıran Tarana ‘ nın sözleri bu kez boğazına düğümlendi. Kamil ‘ in söylemek zorunda kaldığı sözlerden sonra.

– Tarana, otel odalarında meşgulken bunu düşünürdün. Oğlunu o kapıya bırak ve ne yaptığını unutma. Sana bir eş yaptım. Bak, işte o zaman beni bu timsah gözyaşlarına inandırdın. Seni şeytanların içinde bir melek sanmıştım. En büyük şeytanım deme.

Geceleri bu çocuğun anne babasını düşününce uykum kaçıyor.

Senden ne eksik ha?

Bir oğlun ve kızın var. Neden o yuvayı yıktın?

Kimbilir ne yapıyorlar ve Kamil elini kalbine götürdü. Tarana kolunu tutmak istediğinde kolunu kenara çekerek dedi.

Bana dokunma. Kamran anne ve babasına döndüğünde dokunmayın. Anladınız mı dokunmayın diye kapıyı çaldı.

Kamran şimdiden yaptığı hatanın büyüklüğünü daha net hissetti. Ama derler ya ′′ bir sonraki pişmanlık fayda etmez.”

********

Ami ‘ nin ölümü, gökyüzünün kalbine yeni ve yeni bir darbe aldı. Bir günde iki aşkı kaybetti. Onun sevgi dolu evi, şimdi yas ocağına döndü. Lala ‘ nın da ne kadar iyiydi.

Lala Samaan ‘ ın yanında alınmadı, kalbini ve kalbini vermeye çalışıyordu.

Âmin, Lala Samaya, Kamran ‘ a öldüğü gün haber verelim mi? Gökyüzünün buna katılmadığını söylediğimde.

Hayır kızımın ihtiyacı yok. Oğlum mutluluğuna ve yılların hayallerine kavuşarak rahatsız etmeyin dedi.

– Sen ne güzel bir annesin Samaya teyzeciğim.

Senin gibi annesini unutan bir oğul beni unutmaz mı?

Lala bu sözleri kalbinde her gün tekrar ederdi.

Onun için Kamran ‘ ı bırakmak hayatı terk etmek gibiydi. Gözlerinden akan mirvari damlaları lalenin yanaklarını soldurmuştu. Zaten iki annesi olduğu için ayakta kalıp yaşamak zorunda kaldı.

Gökyüzü ömrünün giderek azaldığını hissetti. Veren ilaçları bile almadı, Amine ‘ siyle buluşmayı dört gözle bekliyordu.

– Maamaya, yine ilaçlarını almadın mı?

Lala hızlıca suyu getirdi ve ilaçları açarak gökyüzüne içirmeye çalıştı. Gökyüzü, ellerini Lala ‘ nın saçlarında yürürken söyledi. Lala güzel gelinim gel yanıma otur sana görevimi yap

Lale bu sözleri dikerek ona sessiz işaret verdi.

Sen ne diyorsun Safaya Ana yaşayacaksın. Gerekirse ömrümün sonuna kadar seni izleyeceğim.

Gökyüzü gülümsedi ve onu böldü.

– Beni dinle kızım.

Bak, sende hayallerimin yansıdığı defter var. Son dileğimi de oraya işaretle.

Kamran dönerse affedersin, onunla evlenir ve bugün yas tutulan bu sevgi dolu evin lambasını yakar ve yine aşık boğulursun.

Lala bir şey söylemek istiyordu. Gökyüzü dedi. Kızımı bölme. Bana söz ver, bana işimi yerine getireceğine söz ver.

Lala ‘ nın mavi gözleri yaşla doldu, sabahtan boğazı kurudu. Kafasıyla anlaşma işareti vermesine rağmen kalbindeki Kamran ‘ ı affedemedi.

– Bak Kamran çocukluğuna olan aşkına ne sebep oldu?

Nasıl göremedin aşkı bu büyüklükte, gözlerin körmüydü lale elindeki hatıra defterini göğsüne bastı diye.


Devamı var.


Metanet Duygulu
www.kafiye.net