DOĞMAK ÖVGÜDÜR.


2 bölüm 2




Birkaç gün oldu, mutlu gülümsemeler ve neşeli şarkılarla dolu bu ev tamamen sessiz kaldı. Çocuğunun kusurları ve tatlı sözleriyle Ami ‘ yi uykudan uyandıran Gökyüzü, sessizliğin derinliklerinde boğuldu. Gece uyumuyor, sabahları erken kalkıyor, derin rüyalarda masa kuruyor, saatin çalınmasını bekliyor, Aminnnn uykudan uyan. Oysa Âmin alışkın hoş sözlere ve gök yüzünün gülücüklerine, çalar saate değil. Evdeki bu soğuk atmosfer Ami ‘ nin kalbine ağır bir darbe oldu.


Tekrar saat çağrısı… Amin uyandı ve hala Sky ‘ i onunla göremedim. Mutfağa derin bir yağla gitti. Masaya hazır ve sessizce onu bekliyorum. Ve gökyüzü pencerenin önünde durdu ve derin bir rüyaya daldı. Âmin ona yaklaşıp sarılmak istediğinde, gökyüzü düşlerin ağlamasından düştü.

– Ne oldu sana Gökyüzü, dünyanın sonu mu geldi? Kaç gündür bu evin tadı kaçıyor. Yalvarırım kendine dön hayatım. Sevgim sana yetmez mi? Seni her şeyle değiştirmiyor muyum? Ne de olsa bana her an ömrüm diyorsun bir ömür yetmez mi sana Gökyüzü uzun zaman önce Ami ‘ nin gözlerine baktı. Gözlerinden akan ve soluk yanaklarında duran bir damla yaş. Zorla kendini bir arada, Aminnnn seni canımdan çok seviyorum. Senden ayrılmak istiyorum çünkü seni çok seviyorum. Hayatını alt üst edemem babalıktan mahrum bırakamam. Sizinde herkes gibi baba olmak hakkınız. Bugün babamın evine gidiyorum, yarın da boşanmak için mahkemeye gidiyorum.


Aminnnn bu sözlerin etki sinden tokat gibi dikti

– Sen ne diyorsun Sky, kulakların ağzının söylediğini duyuruyor mu? Evlat edinme eksikliğinin acıtacağını mı sanıyorsun, sensiz olmaz? Bu kadar mı aşkın, bu kadar mı ahdin?

Evimizi ısıtan evlat nefesi değil, sonsuz sevgimizin kaynayan ve asla üşümeyen nefesidir. Çocuk mu istiyorsun?


Hazırlanın bugün kreşe gidip bakıma başvuracağız. Canım sen benden can iste ayrılık isteme Gökyüzü bu sözlerin etki ‘sinden dönerek Ami’ nin boynuna sarıldı.


Kreş evi. Ne kadar gürültülü ve mutsuzdu. Kimisi hayat fırtınalarından habersiz çocuklarının hayallerine sarılı oyunlar oynuyor, kimisi ise boynu ve gözü kapıda annesinin bir gün bu kapıdan girmesini bekliyor. Gökyüzü bu çocukları görünce unutmuşlar sanki.


– Ey merhametli ve adil Tanrım. Bu nasıl bir adaletsizliktir, dünyayı aklına soktu. Benim gibi yüzlerce kadın, benim gibi yüzlerce kadın evlat hasretiyle yanarken, sahip olmak istemeyen kadınları dünyaya getirdiniz. Bir anne evladını nasıl terk edebilir? Belki de Tanrı bana burada yetimi evlat edinmek için evlat vermedi. Allahım sen ne büyüksün..


Şu anda, Âmin Gökyüzünün elini tuttu ve dudaklarına yaklaştırdı.

Evet, gökyüzünün müdürüyle konuştum. Aynen öyle, bu hızlı çözülmez. Birkaç aşamadan geçiyorum. Bazı sanatlar imzalanacak. Ama seçim sizin bakın istediğiniz çocuğu evlat edinebiliriz.


Gökyüzü, hangisini seçeceğini bilemeyeceğini söylemek istese de bebeklerden gözlerini ayıramadı.

– Âmin benden olsa bunların hepsini sahiplenirdim. Bakın hepsi birbirinden güzel ve birbirinden tatlı. Âmin gülümsüyor ve gökyüzünün ellerini öpüyor. Çok fazla çocuk canını yakacak canım. Bak ben de buna tahammül edemiyorum Saçlarına dokunan darbeler kalbimden geçiyor. Şu anda bakıcılardan biri kollarında bebekle yanlarına geldi. Gökyüzü, Ami ‘ nin sözlerini ağzına koyuyor ve o çocuğa dua ediyordu. Âmin şuna bak ne kadar tatlı bir çocuk. Bebek bakıcısının kollarından bebeği aldı ve sevmeye başladı. Bunun adı ne? Kaç aylık? Bakıcı yağları derinlemesine geçerek söyledi. Bu çocuk yeni doğduğunda yetimhanemizin kapısının önüne bırakıldı ve adını verdik. Adı Kamran kendisi dört aylık.


Gökyüzü çocuğun yüzünü öptü. Kamran… en sevdiğim isim. Bu isim benim çocuk isim listem ve en başından beri yazıyor. Hatırlar mısınız ′′ Çalı Kuşu ′′ romanını birlikte söylerdik. Evlendikten sonra oğlumuzun adı Kamran kızımızın adı da Farida olacak demiştik. Aminnnn gülümseyerek cevap verdi. Gökyüzümü hatırlıyorum. O günleri unutur musun? Gökyüzüne basarak istiyorum Kamran ‘ ın kalbine Aminnnn bu benim bebeğim çocuğun yanaklarından öpüldü. Amini ‘ yi mutlu eden bir çocuktan daha mutlu bir gökyüzü manzarasıydı. Günlerdir gökyüzünün yüzünü kahkaha ve mutlulukla bıraktı. Ve bugün, tekrar çölüne indi ve yeniden kabloya uğradı. Ve bu, Ami ‘ yi daha da mutlu etti.


Bakıcı çocuğu gökyüzünden almak isteyince Sama elini geri çekti. Bir an çocuk o kadar kapalı kaldı ki kimseye vermek istemedi. Bakıcı da dikkatli söyledi. Bayan Ms. Samaya kamranın yatma zamanı geldi al yatır Gökyüzü çocuğu damatlığa verse de, yüreği onunla kaldı.


Aminnnn lütfen bunu hızlandırın. Kamran ‘ a iyi bakmazlar hastalanırlar, bir şeyler olur.

– Güzel hayatım, patronla tekrar konuşacağım. Kamran ‘ ı da alacağız diyebilirim.

Gökyüzü eve dönsede ayakları geri gidiyordu. Kamran ‘ ın sütü burnundan çıkmıyor, kolları ona sarılmayı özlemiş.


Eve geldiğinde odasını seçti. Aminnnn bak bu odayı çocuk odası yapabiliriz. Bu odayı yarın tamir ettirin. Duvarlarında çok güzel. Buraya bir beşik koyarız. İşte oyuncakların. Gökyüzünün sessiz dili öyle açıktı ki susmayı bilmiyordu. Aminnnn ve bu halıyı kaçırdığı için susmayacaktı. Dışarıda durmuş bir film gibi gökyüzünü izliyordu. Aniden gökyüzü hissetti ve ami ‘ nin manzaralarını söyledi. Buraya bak, neden doğru konuşmuyorsun? Hadi gidip bir beşik alalım. Gökyüzünün kolundan tutup göğsüne çekti aminnnn Gülüşünü ne kadar özlediğimi bilsen canım Sen mutluyken ben daha da mutluyum. Bu mutluluğu doya doya seyredeyim. Evet ve evi tamir edeceğim. Ama beşik bebeğine ihtiyacımız olmayacak. Bu süreç belki aylar sürecek belki de yıl. O zamana kadar Kamran büyüyecek. Beşik değil yatağa ihtiyacı olacak canım

Gökyüzünün gözlerindeki sevinç bir an uçup gitti. Sen neden bahsediyorsun Aminnnn? Bu kadarına tahammül edemiyorum. Çocuğu yakında eve getirelim.


Âmin kusura bakma benden olsa bugün getirirdim canım Yetimhanenin kendi kanunları var. Yine de gelip evimizi, aile ilişkilerimizi izleyecekler. Bizi test edecekler. Ama eminim ki Kamran ‘ ı bize daha erken verecekler. Çünkü biz ideal bir aileyiz.


Seni çok seviyorum Gökyüzüm. Ne ararsan sor yeter. Hayallerini gerçekleştirmek benim boynum.

Gökyüzü bunları çok iyi biliyordu. Ami onu nasıl seviyor, nasıl seviyor..


Ama onun sevgisi, Ami ‘ nin sevgisinden daha az değildi. Bu sevginin tek boş kısmı vardı oda evlat sevgisi.


Ne kadar bu aşkın etkisinden kurtulmak istese de, kendi ile yapamadı.

Günler ağır olsada aylara döndü. Gökyüzü neredeyse her gün yetimhaneye gidiyor, Kamra ‘ ya kendi elleriyle yemek yedirip giydiriyor. Ve geceleri çok fazla nigaran vardı. Kamran ‘ ın tepesinin açık kaldığını düşünecekti. Elinde olsa kamranla yetimhanede geceleri geçirirdi

Gökyüzünün sevdasını gören yetimhanenin başı Kamran ‘ ı zamandan önce vermeye karar verdi.

Sabahleyin telefon çaldı. Gökyüzünün desteğini aldı.


Merhaba… destek yere düştü ve odanın bir başından yaramaz çocuklar gibi bağıra bağıra koştu.

Tanrım, şükürler olsun. Allahım bebeğimi kavuştururuz kamranım eve geliyor Amen denilen o hızlı acele. Aminnnn işten hemen çık ve eve gel. Yetimhaneden bir çağrı geldi. Bugün Kamran ‘ ı getirebileceğiz. Gökyüzünün bu neşeli sesi Ami ‘ nin kalbine yağ gibi yayıldı ve bir demet çiçek alıp eve gitti.



Devamı var.





Metanet Duygulu
www.kafiye.net