şiir. öykü, makale, deneme, tiyatro, masal, fıkra, anı, sohbet, röportaj yazılarının yayınlandığı uluslara arası yazar ve şairlerin katılım gösterdiği edebiyat sayfasıdır. Uyum platformudur.
TAŞ, SUYU VE EKKİEMAR
Kayalardan düşen devasa bir kayanın yanında, üzerinde Çince yazıtlar bulunan eski bir gümüş sürahi yatıyordu. İki komşu beş yüz yıldır yan yana yatıyorlardı ama hiç konuşmamışlardı, huzuru bozan ilk kişi oydu:
“Neden bunca yıldır yanımda yatıyorsun?”
Sürahi, “Sadece dağdan inip yolumu kapattığın için buradayım,” diye yanıtladı. “Beni şimdi kim görüyor?” Yoldaki insanlar sadece senin güzel tarafını görecek.
“Ama güneş parladığında, gümüşün parlar.” Hayır! Benim hatam değil, senin. Yani kimse tarafından beğenilecek kadar güzel değilsin.
“Utançının sınırı yok ey taş.” Benim mutsuzluğum senin yüzünden. Tırmanırken neden ayrılmadın?
Bir kayanın üzerinde oturan keçi, konuşmalarını dinleyerek kabul etti:
“Tabii ki yargıç değilim, ama ikinizden de yararlanacağım.”
Yağmur yağdığında tencereye giriyorum ve hava sıcakken kayanın üzerine yatıyorum. Benim de sana ihtiyacım yok
Bu kadar.
O yüzden benim gibi sahiplerle savaşmakdan gurur duyun.
Henry Dick.
Çeviri/Yayına hazırlayan
Gülzira Şaripova/Yusuf Aslan
Yorum Yapın